5.11.2010

Zaman Mandalina Zamanı


Zaman… Yıllardır hakkında bir sürü şey yazılıp çizilen, felsefe ve fiziğin bir araya gelip hakkında bir sürü teori ürettiği bir kavram. Siz ne yaparsanız yapın geçen, ama yaptığınız aktiviteye göre de süresindeki algımızın değiştiği, bazen güzel bazen kötü, ama hepimizin hayatında var olan zaman.

Çalışırken arkasında koştuğum, şimdi ise evdeyken beni iteleyen, tüm programlarımızın amacı, çoğu zaman yönetemediğimizden yakındığımız, bazen de geçmesini istemediğimiz güzel zaman.

Geçiyorsun gidiyorsun hep. Bazı gün alnımızın ortasında bir kızgınlık çizgisi olarak kalıyorsun, bazı akşam da yanağımızdaki kücük gamzelerini çukurlaştırıyor, ama her günün sonunda bizi biraz daha büyütüyor biraz daha olgunlaştırıyorsun. Bir bakıyoruz ki moda dergilerinin yapraklarında özenip aldığımız tüvit pançolarımızı bile giyemeden kışa döndürmüşsün sonbaharı, gün geliyor ki özlemle beklediğimiz sevgiliyi getirmiyor koynumuza, sancılarla uzattıkça uzatıyorsun kendini…

Her gün yeni bir fırsat sunuyorsun bize kendinden daha hızlı. Gelip geçerken yakalayabilirsek saçlarından bizim oluyor, anı yaşıyoruz. Ya sonrası diye düşünürsek sen yanımızdayken, daha bir hızlı alıyorsun elimizden o fırsatları bir daha vermemek üzere, sonra biz de elimizdekini yaşayıp sonra da adına kader deyip geçiyoruz. Daha güzel bir güne saklarsam o pahalı şarabı, sona bir açıyorum ki eskimiş, ekşimiş, o an açıp içersem o güzel şarabı o zaman da aklımda daha güzel bir gün olur muydu acaba diye soru işaretleriyle. Zamanın tek manasının ‘’an’’ olduğunu çokça düşündürerek, ve yaşadığımı o anın, ne olursa olsun bize ait ve güzel olduğuna inanarak.

Senelerce Paris hayali kurduktan sonra Paris’e ilk adım attığım anda olmuştu bana. Hani size de olur mu çok hayal kurduğunuz bir anı yaşarken ‘’acaba bu anı ben mi yaşıyorum’’ diye düşündüğünüz., sonra yanınızdakine dönüp ‘’işte o hep hayalini kurduğumuz anın içindeyiz farkında mısın dediğiniz. Hayat ve zaman hep bu yan yana anlardan ibaret aslında.





Her sene başka bir şarkıya âşık oluyorum ben o şarkının bestelendiği zamanla aynı zamanda yaşadığıma şükrederek. Sezen Aksu’nun o en manalı şarkılarını, Goran Bregovic orkestrasını ik karşımda gördüğüm anı, Zeki Alaysa Metin Akpınar’ın Devekuşu Kabaresini çocukken tiyatrosunda izlediğimde, Ajda Pekkan’ı her duyduğumda bunarı hissederim de, en çok Müzeyyen Senar’ı canlı izlemek istemiştim ben. Bir içki firmasının sponsorluğunda Sepetçiler Kasrı’nda verdiği geceye gitmek istemiş, ama bir türlü kısmet olamayan o basiretlerimden en büyüğü bağlanmış ve o geceye gidememiştim. İş güç çıktı şu oldu bu oldu derken, Müzeyyen Senar da o geceden birkaç gün sonra hastalanıp o muhteşem sesini kaybetti. O an ‘’fırsat’’ın zamandan çok daha önemli olduğunu anladım, daha çok düşünür daha çok koşturur oldum.

Karşımıza ne gelirse gelsin, o an, o fırsat bir daha bizim olmayabilir. Niye evdeyiz şu an, neden bu güzel sonbaharın kırmızı yaprakların tadını çıkarmıyoruz, bir sonraki sonbaharda da aynı sağlıkta, aynı imkânlarda olabilecek miyiz? Biz gündelik işlerimizle koşuştururken etrafımızda o ana ait ne fırsatlar gelip geçiyor bir an gözlerimizi kapatıp düşünemez miyiz?



Bu fotoğraflarını gördüğünüz yeşil sarı güzeller de yeşil mandalinalar. Her sonbahar sadece 3-4 hafta tezgâhlarda oluyor, sonra yerini mumlanmış büyümüş kocaman mandalinalara bırakıyor.. Gazetede bir tarif gördük annemle ve hemen pazardan alıp uyguladık. Bu tarif ile yaptığınız şurupları uzunca bir süre buzdolabında muhafaza edebiliyoruz. Keklere pastalara ekleyip harika tarifler elde edebiliyor, bol buz ve su ile kokteyller, ya da tekila ve votka ile hoş kokulu kış içkileri yudumlayabiliyoruz. Başka neler yapılabilir düşünüp deneyimleyip paylaşacağım sizlerle

Siz de yapmak isteseniz pazarda bu mandalinayı bulabileceğiniz son günler. Güzel bir fırsat bu mandalinaları mutfağımıza getirmek için son kez uçuyor gökyüzünde. Hadi yakalayın saçlarından!


Malzemeler

4 bardak yeşil mandalina suyu (bu yaşlaşık 5 kilo yeşil mandalinadan elde ediliyor)
4 bardak toz şeker

Yapılışı
Mandalinaları sıkıp her 1 bardak mandalina suyuna 1 bardak toz şeker ekleyin ve kapaklı bir kaba koyun. Bu kabı 2 gün boyunca ara sıra karıştırarak ya da çalkalayarak şekerin eriyip iyice karışmasını bekleyin. Daha sonra bu karışımı şişelere doldurup ağzını kapatın ve hiç açmadan 15 gün botunca karanlık ve güneş almayan bir yerde bekletin. Ardından kullanmak üzere açtığınız her şişeyi buzdolabında muhafaza ederek kullanabilirsiniz.

8 yorum:

Hayattan Azıcık dedi ki...

Bahçemde kocaman mandalinalarım var ve yeşil sarı duruyor bir çoğu ben neler yapabilirim diye araştırırken buldum bloğunuzu takipteyim sevgiler...

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Hoşgeldiniz, umarim tarif sizi de mutlu eder:)

kristalkelebek(aslı) dedi ki...

Papatyam yine ne güzel yazmışsın..Bu aralar ben de yanyana koyup da güzel "an"ları uzun bir süreç yaratma hevesindeyim..Öyle anlar yaşıyorum bu sıralar:)).
Mandalina şurubunun rengine bayıldım. Sütlü tatlıların üzerine sos olarak da nefis gider bence:). Ellerine sağlık canım..
Çook öpüyorum, sevgiler..
kelebeğin

Hayatın Ta Kendisi Lokantası dedi ki...

bol bol vitamin.. sağık ve lezzet bir arada bu tarifte.. ellerine sağlık :)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Kelebekim ne güzel fikir, kesin denenmeli!:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Hayatin ta kendisi lokantasi cok tesekkur ederim:)

Sevgiler,

beste dedi ki...

merhabalar, hayaller bazen gercegin kendisinden daha anlamlidir, yesil mandalina surubuna kayitsiz kalmak ne mumkun simdilik hayal etmekle yetinecegim kimbilir belki birgun:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Beste,
Hayal ne kadar büyükse, sana da o kadar yakındır demişler ne iyi etmişler:)