26.12.2013

Aynaya baktigimizda gulumsedigimiz bir yeni yil gelsin

Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. 
Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.

Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor.
Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için, bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.

Ay´ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.

Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum.
Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.

Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum.



Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup gümüş ay´a ´EVET!´ diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum. Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.

Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.

Oriah Mountain Dreamer (Kanadalı bir Kızılderili)


Not: Kahve ve Keyif o kadar sevdigim bir blog ki, ne zaman post yayınlasa karsisina gecip dakikalarca seyrediyorum blogunu. Bu yazıyı da bir kac ay once koymustu, blogumda yayınlamak icin izin almistim, yeni yila kismetmis
Devamı için tıklayın..

12.12.2013

İletişim

Ne söylediğin değil nasil söylediğin önemlidir demiş bir zat, bu laf da gelmiş benim hayat felsefem olmuş. Yıllardır söyler dururum, hayat o kadar da zor değil be dostum. Gün içerisinde delirmemek için çok basit bir çözüme ihtiyaç var, birbirleriyle etkileşim içerisinde olabilecek herkesi sokaga salmadan, eline telefon vermeden bir iletişim eğitiminden geçirmeli, hatta eğitim sonunda bir sınav yapmalı, bir de ehliyet vermeli, bu ehliyeti olmayanı da eve kapatmalı! Bu kadar basit.

Uçak biletimi almışım, güzelce parasını da ödemişim, vize başvurumu da yapmışım, ama aksilik bu ya seminerim tarihi değişmiş. Pat diye hemde. Herşeyin hakkında bir hayır vardır muhakkak diyip sinirlenmiyorum. Hatta o kadar sakinim ki, Poyraz mırıl mırıl oynuyor, ben de kahve içip müzik dinliyorum. Saat 18:00, hava kararmış, evde birkaç abajur yanmış, hani bir şişe şarap açsan şiir yazarsın, ev o kadar huzur kokuyor. 

Uçak şirketini ariyorum, ve çok basit bir soru soruyorum;

-İyi akşamlar Melis Hanım, şurdan şuraya şu tarih için satın aldığım biletimin uçuş tarihini değiştirmek istiyorum, yardımcı olabilir misiniz?

Kız rezervasyon numaramı alıyor, ve biletime ulaşıyor, ardından konu dünyanın en kompex konusuymuş gibi bana bıdı bıdı nefes almadan önünde çıkan texti okumaya başlıyor.

-Biletiniz promosyon bileti olduğu için tarihinde bir değişiklik yapılamıyor, iptal de edilemiyor.

-Promosyon bilet mi? İyi de ben bunun parasını verdim ne promosyonu?

- Parasını vermiş olmanız birşey değiştirmez hanfendi (hanımefendi değil), biletiniz promosyon bir bilet.

- Melis Hanım benim promosyondan anladigim şudur, bir bilet size hediye gelir, bir çekilişte kazanırsınız, ya da bir hediye çekiniz vardır falan filan. Ben bunu web sitenizden kredi kartımla aldım, promosyon nerden çıktı şimdi?

-Yalnız siz en uygun fiyatlı bileti almışsınız bu promosyon bir bilet

Tamam şimdi anladim durumu diyorum kendi kendime, çok basit bir açıklamayı ağzından cımbızla almam gereken bir müşteri temsilcisine denk geldim. Derin bir nefes al Zeynep uzun bir konuşma seni bekliyor.

-Sevgili Melis Hanım, sizin şirket içinde kullandığınız terminoloji beni hiiiç mi hiç ilgilendirmiyor, lütfen açıklamalarınızı yaparken benim anlayabileceğim bir dilde yapabilir misiniz?

-Konu çok basit Zeynep Hanım, promosyon biletlerinde genellikle değişim yapılmamaktadir.

Tabi dedim konu basit ama ben gerizekalıyım ondan anlamıyorum.

-Melis hanım rica etsem sesinizin tonlamısına dikkat eder misiniz?

-Buyrun Zeynep Hanım sizi dinliyorum (?!!!?^+^%)

-Melis Hanım bilette hiç mi değişiklik yapılmıyor? Genllikle den kastınız nedir?

-Promosyon biletlerinde genellikle değişim yapılmamaktadir. (Sesini yukselterek)

-Ok türkçe biliyorum, tekrar tekrar aynı cümleleri tekrarlamanızın bir faydası yoktur. Ama benim genellikle den anladigim sudur. Ben mesela genellikle çay tüketirim dediğimde arada kahve de tükkettiğim anlamını çıkarabilirsiniz. Bu genellikle den kastınız nedir?

-Promosyon biletlerinde genellikle değişim yapılmamaktadir. (Sesini daha da yukselterek)

Suratına kapattım. Öneri möneri ekibini aradım direk şikayet kaydı açtırdım. Hiç üşenmedim, üşenmeyeceğim. Durduk yere iki kelime ile anlaşabilecekken beni zorlayan, bana sesini yukselten haketmediğim anlar yaşatan kimsenin pelini bırakmayacağım. Yarım saate yakın derdimi anlattım. Tabiki telefona çıkan kişi çok özür diledi beni haklı buldu falan. Fakat kaydı dinleyip performans değerlendirmesi yapan kişi bugun beni arasi ki o başka bir yazının konusu olsun. Kendisine asla ve asla tatmin olmadigimi, bu konuşmanın peşini de ölsem bırakmayacağımı söyeyip kendisi ile olan konuşmayı da yine öneri möneri gurubunu arayıp ayrıca şikayet kaydı açtırdım.

Okuyanlar bilir bir Ladurre efsanem vardir ki iki üç yıl sürmüştür, bu da öyle süreceğe benziyor.

Velhasil hayat çok basit arkadaşlar, zorlaştırmayın, yıpratmayın. İletişim kuramıyorsaniz da ya öğrenin ya da evde çeviri falan yapın boşuna sokağa çıkmayın zararsınız.



Devamı için tıklayın..

22.11.2013

Dostlar

Eğer yazabilen biriyseniz, her durum, her olan, her kişi size yazdırabilir. Üzülürsünüz yazarsınız, sevinirsiniz yazarsınız, özlersiniz yine yazarsınız. Bazı kişiler size küfürler yazdırır, bazıları okyanuslar denizler..

Ama hayatta fonetik diye de birşey vardır. Ettiğiniz her laf, yazdığınız her kelime bir bumarang misali dönür dolaşır ruhunuza saplanır. Nefret yazarsınız mesela, F ve R harfini yanyana okurken sanki ünlem konmuş gibi içinizi sıkıştırır. Sonra aşk yazarsınız Ş ve K harflerini birlikte okurken bütün aşk bahçelerindeki bülbüller içinizde melodiler söylerler. Ve günün sonunda da kazançlı mı kayıplı mı çıkacağınız hep bu harflerde gizlidir aslinda. Bu kadar da basittir hayat.

Bu aralar benim hayatımda hep aşkın benzeri fonetikler var. Onları çekiyorum, onları istiyorum, onları alıyorum. Nefret benzeri fonetikler olmuyor mu? Kapının önüne koyup elimin tersiyle itiyorum.

Ne zaman sabah, ne zaman akşam olduğunu anlayamayacak kadar yoğun bir koşturmaca içerisindeyim. Ve farkettim ki bu denli dolu olunca yazabiliyorum, bu denli dolu olunca üretebiliyorum.

Tanrım benim hayatıma ne güzel dostlar serpiştirmiş, hayatta bundan kıymetli birşey olabilir mi? Hafta sonu bir melek vardı evimde kahvaltıya, bu yumurtayı ona yaptım mesela. Aylar hatta belki de yıllar mı demeliyim? uzun zaman sonra bizim evde pişen bir yemeğin fotoğrafını çektim. Çünkü o melek benim evime öyle güzel bir esinti getirdi ki, işte ben bunlarla besleniyorum.

Sonra bu sabah telefonum çaldı. Hani fiziken uzak ama ruhen yanyana olduğunuz dostlarınız vardır hayatta, işte onlardan biri aradı. Eskilerden, çoook eskilerden bir insana sahip olmak, ve onu kaybetmemek için çabalamak, onu hayatında tutmak için uğraşmak işte aşkların en güzeli. Telefonu kapatında baktım ki 41 dakika sohbet etmişiz, halbuki bana 5 dakika gibi geldi. Ve yine aynı serzenişi ettim, yıllardır bir çok yazımda bahsettiğim gibi: ''Tanrım, neden en sevdiklerim hep uzakta?''

Tarif çok basit, tost ekmeğini çay bardağı ile kesiyorsunuz, muffin kalıbının dibine koyuyorsunuz, sonra onu bir iki kaşık sütle ıslatıyorsunuz. Üzerine bir iki dilim sucuk, biraz kaşar rendesi sonra hoop diye yumurtayı kırıp fırına veriyorsunuz.
Devamı için tıklayın..

2.09.2013

Eylul



Ne cok sey yazdim eylulle ilgili buraya, ama icimde bitmek tukenmek bilmeyen eylul kelimeleri var ve sibelin de dedigi gibi insan kac eylul yasar omru hayatında?
Eylul bir musvetteyi okuyup dolu olanlari gercek olanlari temize cekmek gibi temize ceker herseyi. Koca bir yaz gecmistir, ve o yapis yapis, duzeninden sevdiklerinden ayri kaldigin, evini özlediğin herseyden ote kendini ozledigin gunleri geride birakır eylul. Ve durup dusundugun gunlerdir eylul. İci ivir zivir dolu koca bir torba gibidir omur, ve eylul o torbanın icinden kırgınlıkları, hayal kırıklıklarını, aci cirkin kotu herseyi ayıklar.
Koca bir fonetiktir aslında eylul. Nefret ve ask kelimelerinin fonetik anlamını bilen herkes icin soylendikce sakinlik getirir, dillendikçe huzur verir.
Eve donustur eylul. Hicbirsey dusunmeden sarfedilen zamanlar bitmis, hicbirsey dusunmeden sarfedilen sozler tukenmis, o sozler ve zamanlarla muhasebe donemidir. Hoyratca mi harcadim sindirerek mi sarfettime karar verme gunleridir.
Aslında para gibidir zaman. Elinde varsa hep olacak zannedersin. Ama parayla herseyi halledemedigini anladigin gun zamanla da hicbirseyin hallolmayacagini ogrenirsin. Yazıkki o gun elinde ne para ne zaman kalır, eylulun varsa sanslısındır.
Eylul guzeldir. Bana hep huzur getirmistir. Bu satırları okunan herkese de huzur getirmesini dilerim
Devamı için tıklayın..

16.04.2013

 Once klavyemdeki S harfim bozuldu, hamileydim hatta. Zaten kafamı toparlayip birseyler yazmak icin gereken konsantrasyon sürem oldukça düşmüştü. Oturup yazı yazmayı birak, bir filmi bile sonuna kadar izlememiyordum. Sonrasi malum gelişmeler zaten biliyorsunuz. Bilgisayarimin kapagini acmadigim aylar oldu. Dünyadan bilhaber yaşadım. Biraz biraz buraya yazıp rahatlamaya çalıştım, baktım ki içinde bulunduğum durumla yüzleşmeye bile gücüm yok ondan da vazgeçtim. Geçen hafta dinlediğim bir psikiyatristtten öğrendim ki yaşadığımın adı ''kaygi bozuluğu'' imiş. Her 100 anneden 4 ü kaygi bozukluğu yaşıyor ve sonucunda da kendine ya da bebeğine zarar veriyormuş. Ne yüksek bir oran değil mi? Açıkcasi itiraf etmek gerekirse kendime de zarar verdim. Fiziksel olarak değil belki ama ruhumu ezdim.  Bunca yıl buraya bu kadar tatlı şirin şeyler yazmışken şimdi böyle şeyler yazıyor olmak beni çok üzüyor ama sanirim gerçeklerle yüzleşmek ya da sağolsunlar benden haber bekleyenlere haber vermem gerekiyor.

Hala ciddi bir kaygi bozukluğum var. Mama sandalyesinden masaya uzenip bir parça ekmek alıp güzelce kemiren, ya da uykusu geldiginde elimden tutup beni yatağına götürecek kadar net, olumlu bir oğlum olmasina rağmen, bana göre her gün yemeyecek ya da uyumayacak bir oğlum var. 11 aydir 3 gece disari ciktim, ne yapiyor diye merak etmekten ne yediğimi anladim ne içtiğimi. Bir kez anneme bırakıp londraya gittim, uçaktan iner inmez ağlama komalarına girdim. Bakıcıya biraktigim ilk gün evin önündeki bir ağacın arkasına saklanıp evi gözekledim. En sevdiklerimden onlara vakit ayiramadigim icin kahreden cümleler duydum. Çocuğum olmadan önce eleştirdiğim ne varsa onu yapar oldum.

Ama tünelin ucunda bir isik görüyorum. Bir iki adım atsam gerisi gelecek, o aydinliga kavusacagim. Hamile bile kalmadan noktaladigim bir projem var, 2 yildir askıda. Onu sizlere duyurduğum gün ben uyanmışım demektir.

Sibeldigim, çok teşekkür ederim, ben de seni çok seviyorum ve özledim, en çok istediğim şey aranıza dönmek inan.

Lamacigim, iyiyim çok şükür, ama bundan iyi günlerim olmuştu:)

Nihancigim, minik kuzuyu kokluyorum, destek verdiğin icin beni anladigin icin cok tesekkur ederim.

Ve destek veren, benimle aynı şeyi yaşayan herkes, yanımda olduğunuzu hissettirmeniz nasil iyi geldi, iyiki varsınız.
Devamı için tıklayın..