19.12.2007

Herkese bol fotoğraflı mutlu bayramlar!


Bir 36’lık film takardık makinelerimize, ve bu sayede büyüklerimzden şanslı sayardık kendimizi çoluk çocuk arabaya doluşup fotoğrafçıya gitmek zorunda kalmadığımız için. Teknoloji hayatımızı güzelleştirip bize zaman kazandırıyor derdik böyle anlarda, ama nelerden uzaklaştırıyor, koparıyor haddini de hesabını da yapamamıştık henüz.

Annemin ablası ve kuzeni ile upuzun saçlarını tarayıp, hatta belki de ütüleyip fotoğrafçıda çektirdiği siyah beyaz fotoğrafındaki özen, benim mini mini bir kız iken, ve pek tabiki kıyafetim pembe iken bayram sabahları evimizin salonunda çektirdiğim fotoğraftaki özen arasında hiçbir fark yoktu. Çünkü bayram sabahlarını özel kılmak isteyen babam, bayram namazından sonra aldığı sıcacık ekmeği peynir ve yumurta ile bize yedirdikten sonra önce radyoyu açar, Barış Manço’nun ‘’Bugün bayram erken kalkın çocuklar’’ şarkısı eşliğinde anneme bayramlıklarımızı giydirmemizi rica eder ardından abimle benim boy boy fotoğraflarımızı çekerdi. Gün herhangi bir gün değildi bayramdı çünkü. Şehir dışına çıkmak için fırsat kollanmadığı, ziyaretlerin zorunluluk görünmediği, cici kıyafetlerin giyilip ‘’kutlandığı’’ bir gündü ki o metalik gri ince makinemiz çekmeceden çıkardı ve bizi ölümsüzleştirirdi.

Makinemize taktığımız bu 36’lık film ne kaday kıymetliydi ki öce kadrajdaki yerlerimiz alınır sonra uzun uzunbakılıp paz verdirilir ardından ‘’çekiyoruuum’’ diye son bir ikazdan sonra deklanşöre basılır, o fotoğraf da ancak 36. poz da çekildikten sonra banyo ettirilir ve görülürdü. Bu yüzdendir aslında anneamin hala kötü çıksa da bir hareketle sileceğimi bildiği dijital makineme poz verilirken ayağa kalkıp ellerini iki yanda birleştirip gülümsemesi... Oysa ki biz fotoğrafçıya kadar gitmek yerine evde kendi fotoğrafımızı kendimiz çektiğimiz için şanslıydık öyle mi?

Şimdi ben yarın sabah kalktığımda günlerdir çalışmaktan alışveriş bile yapamadığım mutfağımda peynirim bile olmadığı için göremediğim sıcak ekmeğime bir de poz veremeyeceğim babamın objektifine mi üzüleceğim? Yoksa evimde bir bayram tatlısı bile yapamadığım için mi? Oysa yaşadığımız hayatı özel kılan, bir an mola verip nerede ve nasıl olduğumuzu bize hatırlatan bu sıradanlaştırdığımız özel anlar değil midir? Peki bu kadar sıradan yaşarsak hayatı çocuklarımıza ne öğeteceğiz biz?

Bu bayram bana çok ani geldi aslında, sadece yastığımın altına koyduğum kırmızı papuçlarım var onu da zar zor bugün alabildiğim. Bir de bu çektiğim resmini hiç beğenmediğim ama sizinle eski bayramlarımı paylaşmak istediğim için yeni birfotoğraf çekmeye vaktim olmadığı için istemiye istemiye eklediğim, içine iki tatlı kaşığı kakao ekleyerek pişirdiğim Dr.Oetker hazır kokos kurabiyelerim, yaninda da çocukluk yüzüme benzediği için dörtbin kiloometre uzaktan yuvama taşıdığım meleklerim..

Bunca şeyin yanında iyi birşeyler olmalı ki hayat dengelensin diye bayramın 4. günü ATV sabah haberlerine çıkacak ve kitabımı konuşacak olmamın heyecanı var. Ama ben herşeye rağmen yarın sabah pespembe giyinip babamın objektifine bakmak istiyorum! Biri beni bir an 20 sene evvelsine götürebilir mi?

17 yorum:

Hülya dedi ki...

Bugünkü öykü bana da ilk fotoğraf makinamı hatırlattı...Lisenin son yılında babacığım bana bir fotoğraf makinası almıştı...Ayrıca bir de flaşı vardı.Her çekim öncesi flaşın ısınmasını beklerdim.Kısa süre sonra renkli filmler yaygınlaştı ve ben renkli fotoğraflar çekmeye başladım.Üniversiteye geldiğimde yurtta fotoğraf makinası olan tek kişi bendim ve arkadaşlarımın fotoğraflarını yurt hatıralarını hep ben fotoğraflardım...
Tıpkı "eski bayramlar" gibi eski günlerde kaldı bu anı da...
Nice mutlu bayramlara...

butterfly dedi ki...

Canım Papatyacım,
Eski fotoğraflar ne hoş günlerin, anların duygularını taşır bize..Renkleri solsa da bize yaşattırdıkları hiç değişmez. Dünya değiştikçe, zaman geçtikçe eskiye duyulan özlem artsa da bu günün içinde de binbir mutluluk saklı olduğunu da aklımızdan çıkarmamalıyız. İşte ancak bu sayede bugünü, bu dünyayı yaşanılası kılıp, kendi mutluluğumuzu kendimiz üretebiliriz.
Eski güzel günlere özlem çoğu zaman beni benden alsa da, gelecek güzel günlere inancım içimdeki umut ve sevinci birbirine sürtüp mutluluk kıvılcımları çıkarttırır hep:).
Papatyacım sana sevdiklerinle beraber geçecek mutluluk, huzur, neşe, umut dolu, harika bir bayram dilerim...
Sabah haberlerinde seni izlemeye çalışacağım canım, çok tebrikler şimdiden:).
Kocaman öptüm:).
aslı

Adsız dedi ki...

Hayirli bayramlar

Açalya dedi ki...

Bana köyde geçirdiğim bayramları hatırlattın,
canım benim, eskilerin tadında bir bayram dilerim.

reality dedi ki...

Bayramınızı Kutlar
Esenlikler Dilerim.

ht:// sunny-rality.blogspot.com

ab-ı hayat dedi ki...

Güzelliklerle dolu bir bayram geçirmiş olman dileğiyle....


sevgiyle kal....

Nukhet dedi ki...

Papatyacim
ben gelip bu yorumu yazana kadar sen heyecanini yenmis ve ATV haberlerde kitabin hakkinda konusmus, bu guzel oykulerin var oldugunu bir cok kisiye anlatmis bile olacaksin. Umarim iyi gecmistir hersey.

Bir de su yazindaki fotograf cektirmenin getirdigi telas, ozen onem baska bir seydi yeniden hatirlattin. Cekilen karelerin geriye getirilemeyecegi zamanda dondugu anlar. Aslinda simdi dijital fotografciligi da cok seviyorum ama
36. poz bitip resimler otografciya verilip alindiktan sonra o zarfin icindekileri heyecanla beklemek gibisi de yok aslinda. Sevgiler

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Hülya,
Bak bana unuttuğum flashin ısınması durumunu hatırlattın, sahi ya çiiyyykk diye bir ses çıkarırdı o arada degil mi?
Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Canım Aslıcıgım,
Ben de seni çok öpüyorum, umarım dilediğin gibi bir bayram geçirmişsindir,

Sevgiler

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Kızılcıkşurubu,
Sana da hayırlı bayramlar,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Açalyacığım,
Umarım tontişinle güzel bir bayram geçirmişsindir,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Reality,
Ben de sizin bayramınızı kutlarım,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Yaren,
Çok teşekkür ederim,

Abıhayat;
Umarım sen de çok çok mutlu bir bayram geçirmişsindir!

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Nükhetcigim,

Evet çekim bitti, hatta canlı canlı yayınlandı bile:)

Müge Hüner dedi ki...

Papatyacığım;
Öncelikle kocaman bir özür diliyorum senden, bu aralar doğru dürüst komşu ziyareti yapamamıştım (Bunda blogları Devletşah site özetlerinden takip etmemin etkisi var, biliyorsun oda bir aydır çalışmıyor:(
Pazar günü Esra'ya oturmaya gittiğimizde kitabını gördüm ve kitaptan senin tarifinle yapılmış nefis bir muzlu pasta eşliğinde sayfaları çevirdim. Ne kadar beğendim, ne kadar mutlu oldum anlatamam. Ve ne kadar suçlu hissettim kendimi, her yazısını zevkle okuduğum ve yeorum yazdığım bir blog dostumun böylesine büyük bir heyecanına zamanında ortak olmadaığım için. Kitabın çok ama çok güzel, bayıldım, en kısa zamanda, satıcıya arkaşımın kitabı diyerek şöyle havalı havalı alacağım bir tane. Esra ya yüzyüze görüşürseniz onu benim için öp dedim. Tekrar kocaman kocaman tebrikler, kendi kitabım çıkmış kadar sevindim inan, inşallah değeri bilinir ve çoook satar kitabın canım.
Sevgiler.

Not: Sayfama Banner olarak koyacağım hemen.Çorbada tuzum olur belki:) Öperim.

Unknown dedi ki...

Mügecigim,
Yazdıkların için çok teekkür ederim, özür ne demek, düşünmen yeterli aşkolsun,
Esra ile göüşmeyi çok istiyoruz, ama bir türlü ayarlayamadık, umarım ayarlarız sen de katılabilirsin bize,

NiNo dedi ki...

iyi bir yil dilerim sevgiler