9.06.2007

Pamuk Teyze


Tramvayın çıkış merdivenlerini inerken fark ettim onu. Turnikelerin sadece çıkış için döndüğü, onun gibi birisi için fazlaca yüksek olan merdivenlerin yarısını kim bilir kaç dakikada kendi başına çıkmıştı. Üstelik elindeki 2 torbanın ağırlığında aldanmadan, kendi ağırlığının 50 katını gık demeden taşıyabilen bir karınca gibi. Önümdeki bir adam, arkamdaki bir kadın, ve göremediğim 2-3 kişi daha ona bağırarak yanlış merdivenleri çıktığını söylediler. Ama o yılların tıkadığı kulakları yüzünden aynı anda birçok kişinin söylediklerini anlayamamış, etrafa baktığı şaşkın gözlerinin altında kalan ömrünü sayılı kaçıncı nefesini boşa harcadığını düşünürcesine umutsuzluk vardı. Yanına gidip burasının yanlış merdivenler olduğunu, tramvaya binecekse bu merdivenleri inip karşıdaki merdivenleri çıkması gerektiğini söyledim. Hiç bir şey söylemeden uzun uzun yüzüme baktı. Anladım ki gideceği yerle sınırlı enerjisini boşa harcamıştı ve korkuyordu. Belkide nefes nefese kaldığı için konuşamamıştı bilmiyorum. Sen o torbaları bana ver biraz dinlen dedim. Boşta kalan elini dirseğimin hemen altına iliştirdiğinde yan yana takılmış biri sıralı diğeri tek taş olan evlilik yüzüklerini gördüm. Yüzükler o kadar ince işlenmişti ki, zamanında çok beyefendi biri olan eşinin o yüzükleri nasıl yaptırdığı, nasıl hediye ettiği, üzerinde nasıl bir kıyafet olabileceği bir bir gözümün önüne geldi. Elleri bembeyaz pamuk gibi, tırnakları çok düzgündü. Biraz vakit geçince nefesi rutine ulaştı ve derin bir nefes aldı. Nereye gideceksin dediğimde işte bu satırları bana yazdıracak, asla hafızamdan çıkmayacak Pamuk Teyze’nin hikâyesini dinledim. Torunu evleniyormuş, kızı Beşiktaş’ta oturuyormuş, o da gitmek istemiş ama çocukları biz seni gelip alamayız demişler. Pamuk Teyzem vazgeçer mi ben kendim gelirim demiş ama sen gelemezsin demişler. O da telefonu kapatmış ve yetersiz olmayı içine sindirememiş bir türlü. Torunum evleniyor giderim de dönerim de demiş ve bir hışım evinden çıkmış. Önce Eminönü’ne gelip torununun yeni evine hediyeler almış, sonra Tramvay ile Kabataş, oradan da otobüs ile Beşiktaş’a niyetlenmiş. Anlattıkları bitince elinden tutup merdivenleri indirdim, tramvay girişine kadar yürürken hep önüne baktı, seni taksiye bindireyim dedim istemedi, paran yoksa vereyim dedim onu da kabul etmedi. Turnikelere kadar tek tek merdivenleri çıktık. Ben geç kalırım diye acele etmeye çalıştıkça nefes nefese kesildi. En son Akbilini basamadı benden rica etti. Turnikeden geçirdim, paketlerini verdim ve hoşça kal dedim. Benim de Beşiktaş’a gideceğimi sandığını, bu yüzden yardımımı kabul ettiğini, şimdi gitmediğimi anlayınca da çok mahcup olduğunu söyledi ve gözleri doldu. Hiçbir şey diyemeden uzaklaştım.

Yeni Camii’nin önüne, en son 22 sene önce babamla gidip kuşlara atmak için yem satın aldığımız yere gidip var oluş sebebimiz olan, onlar olmasa zaten bu dünyada olamayacağımız annelerimizin haline ağladım. Bugün bin bir tane problemi dert edindiğim, ama kendi evladının ona gelme deyişine küsmeyip yine de yüzünde mağrur bir gülümseme ile aynadaki haline bile bakmadan yola çıkan Pamuk Teyze’nin umuduna ağladım. Yarın ne olacağımı bilmediğim, yolun sonuna yaklaştığım zaman da tek medet umacağım şey olan evlatlarımın bana ne yapacağını bilemeyişime ağladım. Hemen ardından gözyaşlarımı silip öğle kahvesi için sözleştiğim annemin yanına gidip ona uzun uzun sarıldım.

Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü şu hayatta, üç doğrunun bir yanlış yarattığı bana ait olan yaşamımda, beni terk eden tüm sevdiklerimin beni terk etmeseler, yaşattıkları sorunlara Pamuk Teyze kadar dik duramayacağımı anladım. Neyin hakkında nasıl bir hayır olduğunu gördüm. O yüzden bugün huzurluyum.

Bu pizza için neler yazacaktım, neler anlatacaktım unuttum gitti. 2 gündür aklımda sadece Pamuk Teyze var. Bu tarif benden ona hediye olsun.

Malzemeler

Hamuru için;


1 su bardağı yoğurt
1 yumurta
½ su bardağı zeytin yağı
1 tatlı kaşığı tuz
4-4.5 su bardağı tam buğday unu
1 paket kabartma tozu
1 paket kuru maya

İçi için;

4 adet domates
1 tatlı kaşığı salça
2-3 diş sarımsak
¼ kangal sucuk
1 kutu Mısır
150 gr. kaşar peyniri
3 yemek kaşığı dilim zeytin
4 adet Yeşil Biber
1 tatlı kaşığı kekik


1-Fırın ısısını 200 dereceye getirin
2-Yoğurt, yumurta, zeytinyağı, tuz, un, kabartma tozu ve mayadan yumuşak bir hamur elde edin.
3-Fırını kapatın, hamuru yağlanmış fırın tepsisine yayıp sıcak ama kapalı fırına sürün.
4-Hamur mayalanırken, iç malzemeleri için domatesleri rondodan geçirin.
5-Domates, salça ve sarımsağı karıştırarak içini sosu hazırlayın.
6-Sucuk ve zeytini dilimlerin, kaşarı rendeleyin.
7-30-40 dakika sonra mayalanan hamuru fırından alıp üzerine sosu sürün
8-Kaşarpeyniri hariç tüm malzemeyi yayıp kekik serpin ve fırına koyun
9-200 derecede 30 dakika pişirip, rende kaşarı ekleyin.
10-10-15 dakka daha pişirip çıkarın.

26 yorum:

canan kufer dedi ki...

canim,

merhametli sanal arkadasim papatya...o kadar duygulandim ki "pamuk teyze" yazina. nasil böyle yazabiliyorsun, beni aldin götürdün, kirklareline rahmetli annemin mezarinin önüne götürdün. o da misler gibi bir pamuk teyze idi, aradaki tek fark...onu hic bir zaman birakmadik, hele gözleri göremedigi icin kolumdan onu hic ayirmadim ve kolum cok bos, cooook coook. seni nasil kiskandim bir bilsen, sen gidip annecigine sarilabildin benim ise mis gibi kokusu burnumda tütüyor...

seni öpüyoruz,
canan

canan kufer dedi ki...

cok duygulandim kusura bakma...eline saglik demeyi unutmusum, sorry :-(

Defne dedi ki...

Bu sabah tum verilerim iptal oldu. Dunden kalan yorgunlugumun kalintilari ayak zonklamalarim, kalbimdeki acinin ve bogazimdaki dugumun yaninda hissedilmez oldular, siradanlastilar yazini okuyunca. Cuma aksami eve donerken, kimbilir hangi kendine has hikayeyi yasamis olan bir baska pamuk teyzenin posetlerini de ben tasiyordum. Ne tesaduftur, ustune geldi yazin.

Sevgiler Papatyacigim.

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Canım Canancığım,
Yazdıkların karşısında söylecek söz bulamıyorum. Ölüm karşısında söylenecek herşeyin bittiğini ebeveyn kaybi yaşayan biri olarak çok iyi biliyorum. Sen de git Pişmaniyeme sarıl ne olur, bak ağlatacaksın beni:(

İyiki varsınız,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Defnem,

Ayni gün aynı zamanlarda aynı şeyleri yaşaığımıza ben de çok şaşırdım. Hissettiğimiz çok yakın duyguları senin adına da kelimelere dökebildim mi?

Ama kafamı karıştıran birşey var.''kalbimdeki acinin ve bogazimdaki dugumun yaninda hissedilmez oldular'' demişsin. Herşey yolunda iyisin değil mi?

Sevgiler,

Defne dedi ki...

Iyiyim ben. Yazini okuyunca oyle bir duygu yogunlugu icine girdim ki, unuttum tum yorgunlugumu demek istedim sadece. Sukur, hersey yolunda, hicbir sorunum yok. Pamuk gibi bir annenin hikayesi birakti o dugumu bogazima.

Sevgiyle...

Adsız dedi ki...

"Evlada bağ bağışlanmış evlad bir salkım üzümü çok görmüş"
Anneciğim seni çooook seviyorum. İyi ki yaşamımdasın iyi ki varsın.
Çok duygulandırdınız beni günlüğünüz çok güzel. Sık kullanılanlara ekledim vakit buldukca diğer yazılarınızı da okuyacağım.
Sedef

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

İyi ol Defneciğim:))

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Merhaba Sedef

Yazılarımı beğenmene çok sevindim, hoşgeldin:))

Nezaket dedi ki...

Icimi acitan bir yaziydi Papatya, ama etraftaki yüzlerce hikayeden de biri. Biz genelde aile buyuklerimizle ilgileniyoruz severek, isteyerek. Hem onlar bize misafirler degil mi? ASlinda birlikte gecirdigimiz sure oyle az ki. Umarim ki cocuklarimiz da bizi ornek alirlar. Ellerine saglik...

Hülya YILMAZ dedi ki...

sevgili papatya, sayfanı Defne'nin kurabiye tarifi sayesinde öğrendim. ve iyiki öğrenmişim. zevkle okudum yaşamdan hikayelerini yanında tariflerle...
eline ve kalemine sağlık...

Adsız dedi ki...

Zaten herkese, bize davranilmasini istedigimiz sekilde davransak, bir cok konu kapanacak ama yapmiyoruz iste. Hersey, hersey unutuluyor.

Dilerim senin de torunlarin tutsun birgun elinden. :o)

www.elifsavas.com/blog

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Nezaketciğim,

Dediğin gibi inşalah çocuklarıız da bizi örnek alır, Pamuk Teyze'nin yaşadığını yaşamayız,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Hülya,

Defneciğim olmasa zaten senin gibi birsürü insanı tanıma gibi bir fırsatım olmayacaktı, nerdeyse herkes beni Defne sayesinde tanıyor:))

Hoşgeldin!

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Elif,

Ne güze demişsin, hep atıp tutuyoruz o bana bunu yapmadı şu bana söyle davrandı diye ama biz nasıl davranıyoruz acaba insanlara?

Sevgiler,

Evcilik Lezzetler dedi ki...

Zeynep merhaba uğrayıp üst köşe komşuma bir merhaba demek istedim ama daldım gittim pamuk nineye ne güzel anlatmışsın Ellerine, ruhuna sağlık
Sevgiler...

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Papatya'cığım yazını okuyunca hemen yorum yazamadım, biraz toparlandım ancak yazabiliyorum. İnsanın aklı almıyor böyle bir merhametsizliği, söyleyecek söz bulmakta zorlanıyor. Bir gün bizlerin de yaşlanıp aynı duruma gelebilceğimizin unutuluyor olması ne acı gerçekten. Bu karakterde insanlar olmaz olsun.
Tarif her zamanki gibi muhteşem. Ellerine sağlık.
Sevgiler kocaman,

gezicini dedi ki...

sevgili papatya
yine çok güzel bir konudan bahsediyorsun. okuyunca bizim de yaşlanacağımız günler geldi aklıma.
keşke hep büyüklerimize yardımcı olabilsek, birşeyler yapabilsek!
ayrıca tarifin için de teşekkür ederim!
sevgiler
gorki

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Merhaba Papatya,

Zaten duygusal olduğum bugünlerde ağlamadan okuyamadım yazını. Burçin Hanımın blogundaydım biraz önce.Linki görünce gelip, bakayım dedim. Böyle durumlar içimi acıtıyor benim. Kimseye sen şöyle yap vs. diyemeyiz ama bu kadar da olur mu? Bir annenin evinden alınması hele de torunun düğünü için bu kadar mı zor? Anlayamıyorum. Elinize sağlık bu arada.

Sevgiler.

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Ah sevgili komşum hoşgeldin:)

Burcucugum cok teşekkür ederim,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Burçinciğim,

Çok haklısın kelimelerinde, diyorum ya herşeyi bir kenara bırakalım onlar bizim varoluş sebebimiz,

İnşallah o gün Pamuk Teyze yetişebilmiştir torununa,

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Gezicinim,

Pamuk Teyzeye üzüldüğüm gibi nerde nasıl ne yapacağımı bilemediğime deüzüldüm. Belki çocuklarım hayırsız olaca, belki hayırlı, belki hiç çocuğum olmayacak.. Bugünü yaşıyoruz da yarın?

Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Kirpiteki gözyaşı hoşgeldin,

Annelerini itip savuran çocuklar bile var, insnlığımızn nereye geldiğini kestiremiyorum ben de,

Sevgiler,

bir demet feslegen dedi ki...

Merhaba,
Burçin'in blogunda gezerken kendimi burada buldum ve şu an gözlerimde yaş, allak bullak olmuş durumdayım.
Pamuk Teyze acaba torununa yetişebildi mi; belki de torununu o büyütmüştür...En güzel gününe şahit olmayı dilemiştir hep...
Mesajı yazarken bebeğim uyandı. Ona sıkıca sarıldım. Bu arada anneannesi gülümseyerek bizi seyrediyordu...
Sevgiler
Eda

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Eda hoşgeldin:))

Bebeğin sana, sen anneannesine daha uzuuun yıllar arılın olur mu?

Sevgiler,

Selen dedi ki...

Papatyacığım,
Pamuk teyzenin hikayesini yeni okudum. İşteyim, kendimi tuttum tuttum ama 1 damla gözyaşım kaçtı gitti. Zor yutkundum, boğazımda birşeyler düğümlendi. Kızdım, hayırsızlara kızdım. Ağladım için için, vefalılara... Anneanneciğimi özledim.