21.12.2011

Ne söylediğin değil nasıl söylediğin önemlidir

Herşey değişiyor bu aralar bizim evde. Minicik birine yer açabilmek için koca koca eşyalar yer değiştiriyor, bütün ev ayağa kalkıp yeniden düzenlenmeye çalışıyor. Yüreğimizde, hayatimizda ona yer açmak için az mı uğraştık senelerce, varsın eşyalar da biraz rahatsız olsunlar...

İnsanları kategorize etmeyi hiç sevmem ama bazen de kategorize etmekten başka çıkar yolumuz kalmıyor sanki. Mesela son 4 aydır yedisinden yetmişine ''Türk Kadını'' nın tatminsiz ve doyumsuz olduğu kanaatindeyim. Şöyle ki ne söylerseniz söyleyin onlara bir türlü yetmiyor kanımca. Çook eskileri düşünün mesela flörtün vardır ne zaman ciddileşecek diye sorarlar. Adam gelir seni babandan ister nişan ne zaman derler. Süslü püslü nişan yaparsin düğünü merak ederler. Allı pullu gelin olursun çocuk sormaya başlarlar.

İşte bu soruları bıkmadan usanmadan soran kişiler de hamile kaldiğin andan itibaren kendileri sorup kendileri cevaplar bir hal içerisindeler. Hiçbir zaman içimde bulunduğum durumu saatlerce ve her fırsatta anlatıp karşımdakini bunaltan, bulandıran biri olmamışımdır. Öyle ki girdiğim ortamlarda bile hala ''aaaa göbeğin çıkmış'' seslerine bile gülümseyerek teşekkür edip başka konulardan konuşmaya çalışıyorum. Başka konuşacak konu mu yok arkadaşım niye hep benden, ve sadece benim başıma gelmiş gibi görünen birşeyden bahsediyoruz?

Neyse bunu hissettirip çaylarımızı yudumlarken meraklı gözlerden biri seni şööyle baştan aşağı süzdükten sonra o çok merak edilen soruyu herkes adına soruverir; '' Kaç kilo aldın sen şimdi?''

Sanki karşımdaki gerçekten benimle ilgileniyormuş gibi nezaketle ve güleryüzle cevap veririrm ''3,5''. Bu nedir? Ben böyle bir soru sorsam bana bu cevabı veren kişiye büyük olasılıkla ''aaaa ne güzel insallah boyle cok kilo almadan tamamlarsın'' gibilerinden bir cevap veririm. Ama bu bahsettiğim türk kadınına bu cevap yakışmaz elbet. Elindeki çayı sehpaya bırakan türk kadını hemen başlar cümlesine ''OOOO 4 ayda 3,5 kilo hiçbirşey değil, sen asıl bundan sonra şişicen....''

Neden şişiyorum? Ben günde kaç saat spor yapıyorum sen biliyor musun? Ne yiyorum haberin var mı? Artı böyle cevap vereceksen bana neden bu soruyu sordun? Kilomla mi ilgileniyorsun yoksa içine düşeceğim durumları gözlenlemekten mi zevk alıyorsun?



Bu sorular bu cevapler yetmiyor bu insanlara. İlk 3 ay miden bulaniyor mu diye soranlara evet çok kötüyüm yatiyorum hamilelik ne zormus diye cevap verdiğimde bana hemen '' ay bu da birşey mi hele bi karnın şişsin, gece uykuların kaçsın, ordan oraya yuvarlan ban sana soracagim'' dediler. Öliyim mi ben şimdi? Başka anlatacağın olumsuz birşey var mı?

Çok uyuyormusun diyenlere mesela saf saf ''ay evet gece gunduz uyuyorum'' dedigimde ''uyu uyuyabildiğin kadar, hele bir cocuk gelsin bu gunlerini ararsin'' diyorlar.

Anlamiyorum. Cesaret mi vermeye çalışıyorsun, gerçekleri mi göstermeye çalışıyorsun yoksa kendi çektiğin eziyetleri ille başkasının da yaşadığını görüp kendini mi rahatlatmaya çalışıyorsun?

Belki çok sakin, çok güzel uyuyan, çok uyumlu bir çocuğum olacak benim? Belki sadece 9 kilo alacağım hamlieyken? Belki karnım öyle kapılara bacalara sığmayacak kadar şişmeyecek? O zaman ne yapacaksın?

Bu tür insanları anlamiyorum. Ve artık çoğunu tersliyorum. Bebek doğdıuktan sonra ay hele bi ek gıdaya geç o zaman görücem seni, hele bi yürüsün, hele bi okula başlasın sesleri hiç bitmeyecek biliyorum. Senin yaşadığın hiçbir zoruluğun onlar için önemi yok cünkü onlar ennn büyüğünü ennnnn zorunu yaşamışlar, senin yaşadığın ne ki? Bu yüzden bu nsanları vakit varken yavaş yavaş hayatımdan çıkarma uğraşındayım.

Birkaç ay sonra ''Nasıl doğum yapacaksın'' diye soran bu kişilere eğer hala saf saf '' normal doğum istiyorum'' diye cevap verirsem bana duydukları en iğrenç, en zor, en kanamalı normal doğum hikayelerini anlayacaklarından da eminim.

Diyorum ya çok şey değişiyor bir minik gelecek diye, daha da çok değişeceğe benziyor....

12 yorum:

LaMa dedi ki...

klube hosgeldin sekerim:)
aldigin kiloyu az bulup " ayy hic almamissin, bebek iyi beslenemez sonra!" diye tehlike canlari calanlar da olacak; "cok almissin!" diye yorum yapanlar da.. kulaklarini tika, isine geleni duy, gerisini bosver :)
hamilelik, bebek, cocuk vs konularidna, insanlarin tecrubeleri o kadar farkli oluyor ki, birinin kullandim cok memnun kaldim dedigine baskasi, hic isime yaramadi diyor. onceleri sasip kaliyorudm, sonra her anne, bebek, icinde bulunulan imkan ve sarati farkli, yorumlar da farkli diye kabullendim..
vel hasili cok sozler duyacak, sasiracaksin, LM soyledi dersin;)
guzel sozlerin, guzel soylendigi gunler senin olsun...

Adsız dedi ki...

Zaten hep öyledir ya herkes evlilikten şikayet eder ama evlidirler.Sakın evlenme derken bile kendilerini güvenli bir sığınakta görmekten vazgeçemezler.Çocuk meselesinde çok haklısın.Hepsi yaşamıştır.İyisiyle kötüsüyle yaşamıştır.Ama başkalarının yaşamasına izin vermezler.Ya da felaket habercisi olmaktan vazgeçmezler.

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Lamacigim iste benim etrafimda senin gibi insanlar gerek, neden bu kadar uzaksin ki!
:)

Sibel dedi ki...

Canım Zeynepciğim, biliyorum zor ama tıka kulaklarını o karanlık ağızlara... Seni üzmelerine, kafanı bulandırmalarına izin verme ne olursun. Herkes kendi hayatında, ne öğrenmesi gerekiyorsa onu yaşar. Sen yüreciğini ferah tut e mi? Güzel bitki çayları iç, sevdiğin müzikleri dinle, kendine bir kış keki yap, eline güzel bir kitap al ve düşünem başka birşey.
Yeni yıl mutlulukla gelsin.
Kocaman sevgiler...

ablammmm dedi ki...

çıkar sen onları hayatından......

ablammmm dedi ki...

çıkar onları sen hayatından....

miss kokulu defnem dedi ki...

Sevgili Zeynep, seni tebrik ederim hayırlısı ile sağlıkla ve mutlulukla ailenize hoşgelsin bebeğiniz...yazını tüm içtenliğimle okudum ne kadar haklı olduğunu düşündüm sonra...bu insanlar hep olacak onları hayattan çıkarmak yerine görmemek yada eğlenmek gerek çünkü her zaman olacaklar, boşver kiloyu da geçtim..bebek daha bir haftalık hastanedesin ilk kontrole gitmişsin sizinki kaç cm doğdu yok bizimki daha ilk gün gözünü açtı bana güldü, seninki anne sütünü aldı mı!benimki doymak nedir bilmiyor yok bizimki akşam babasıyla kebapçıya gitti ordan çıkışta geldi evde sarma dolma sardı..sane benim çocuğumun baş çevresinden kilosundan ilk gülücüğünden merak etme en akıllısını ve en güzelini sen doğurdun tebrik ederim seni ya diyeceksin yada gülüp geçeceksin..ben demiş olabirim çünkü losa sendrumdaydım!ama sen sakın deme :) güzel haberlerini almak dileği ile..sevgiler

havva dedi ki...

Merhaba,
3 aylik bir tosunu olan yeni anne olarak, yazinizi okurken gulmeden edemedim. Ben Los Angeles-ta yasiyorum ayni yorumlari beyaz Amerikalisi da Meksikalisi da yapabiliyor, sanirim karakterle alakali biraz...
Acemi anne olarak soyle soyliyim, evet bebekler uykusuz birakabiliyor ama her zaman degil, onlar cennet meyvesi.. bazen kokulariyla, bazen yumuk elleriyle parmaginizi sikica kavramalariyla, bazem gulumsemesiyle... sizi kendinizden alicaktir...
Kiloyu da dert etmeyin alindigi gibi verilir ins... Gebelik cok guzel tadini cikarmak gerek, sukurle.
selamlar, sihhatler dilerim.
Havva

Adsız dedi ki...

Ne kadar abartmissin hamileyim ilgiye ihtiyacım var demenin baska bi yolu mu bu yada gozleri uzerine cekmenin?

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Adsız;
Ben cok doğal bir sey yasiyorum, kiloyu, uykusuzluğu bu kadar abartmayın dediğim yazımı nasil bu şekilde anlayabildin üzüldüm senin adına. Senin hayatın oldukça zor olmalı. Yazık ,hatta üzülmekten çok acıdım sana :)

Adsız dedi ki...

herkes kendine baksin zeynepcim herkes kendine acisin...benim anladigim bu antipatik buldum :)

Adsız dedi ki...

merhaba, insanlara - anlayabileceklerini varsayıp - en insani halinle anlatsan bile spor yaptığını, düzenli beslendiğini, mutlu sorunsuz olduğunu, normal bir doğum planlayıp, bebek bakımının altında kalmamaya niyetli olduğunu inanmazlar. neden biliyor musun kendileri o kadar mutsuzdur, çaresizdir, kötü şeyler yaşamışlardır ki, kendilerinin düşünemediği şeyleri başkalarının yapabilmesini hazmedemezler. kendilerinin başına en kötü şeyler gelmişken nasıl bir başkası mutlu olabilecektir, bunu hazmedemezler. susmalarının tek yolu, ya tamamen onları hayatından çıkarmaktır ya da eskaza en ufak bir ayağının tökezlemesinde, bak ben demiştim herşey iyi gitmezzzzzz diyerek içlerini soğutmalarıdır. - zeynep rana b.