6.09.2011

Leyla ile Mecnun

Günlerden bir gün Leyla ile Mecnun'un aşkı devrin hükümdarının kulağına gitmiş. Mecnunun Leyla uğruna bunca perişanlığı hükümdarı meraklandırmış. Derhal Leylayı bulun bana getirin demiş. Mecnun bu kadar aşka düştüğüne göre Leyla çok güzel bir kız olmalı diye düşünmüş.

Yardımcıları hemen Leylayı bulup hükümdarın huzuruna çıkarmışlar. Hükümdar bir bakmış ki, Leyla senin benim gibi bir insan. Ne öyle ahım şahım bir güzelliği var, ne de alımı çalımı..

Bu sefer de aşkın sebebini anlamak için Mecnunun emretmiş hemen, bulup getirmişler. Hükümdar sormuş Mecnuna '' Bunca perişanlığın bu kadın için mi, güzel bile değil'' diye.
Mecnun cevap vermiş hükümdara; ''Leyla'yı görebilmek için Mecnun olmak gerekir''





Sonbaharı sevmek için de Zeynep olmak gerekiyor diye düşünüyrum bazen. Hüzün diyorlar, eve dönüş diyorlar, yaprak dökümü diyorlar sevmiyorlar sonbaharı. Oysa bütün yaşananlardan, yorgunluklardan arınma, dinlenme süreci değil midir sonbahar? Evimize yuvamıza dönüyoruz, içimize karışıyoruz biz oluyoruz aslında. Zeynep nasıl olunur , sonbahar nasıl görünür onu bilmem işte. Hep sıradan olmayan, anlamı olan şeylere tutkulandım, peşinden gittim. Öyle büyük şeyler de değiş peşinden gttiklerim. Bayram tatilinde bir kahve makinesi aldim misal. Sabah kahvaltısından sonra bir espresso yapmıyor muyum, kokusu ömre bedel. Bütün evi sarıyor, gözümü kapatıp kokluyorum, sakinliğime şükrediyorum.



İki gündür bir serinlik var İstanbulda. Güneş bulutların arasından bir görünüyor bir kayboluyor. Üzerimde hırkama inat pencereleri de kapatmıyorm, evin içinde nasil bir serinlik, nasil bir temizlik duygusu anlatmaya kelimeler yetersiz kalır.

Sabah pencereden bir patlıcan kızartma kokusu geldi. Hayaller, yemekler hala yazda, yaz yemeklerinde. ama ben bu seninliği bulunca kışın çokça yapıp yazın rafa kaldırdığım ekmek tariflerimle özlem giderdim. Nicedir denemek istediğim minik fransız ekmekleri vardı. Bu hafta spor yok, temizlik yok, ütü yok, arayan yok, gelen yok, zaman çok. Sabahtan giriştim mayalamaya. Nasıl güzel oldular, çıkar çıkmaz iki tanesini reçelle götürdüm bile.

Herkes evine, normale dönüyor. Biraz fazla trafik, biraz fazla kalabalık var biliyorum. Saatleri de geri alırlar, bir depresif eder insanı. Okullar, ödevler, projeler, soğuklar çok tatsız geliyor anlatırken. Yine de tadını çıkarın, sahip olduğunuz herşey için.

Tarifi 40 fırın ekmek sitesinden aldım, üzerinde biraz değişiklik yaptım.

Minik Fransız Ekmekleri

Mayası için
1,5 su bardağı beyaz un
1 paket kuru maya
1 su bardağı ılık su

Hamuru için
1 su bardağı hazırlamış olduğunuz maya
2,5 su bardağı un
1 tatlı kaşığınsan az tuz
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 paket maya
1/2 su bardağı su
4 çorba kaşığı zeytinyağ
4 çorba kaşığı süt



Hazırlanışı

Mayayı yapmak için un, kuru maya ve suyu karıştırın. Üzerini strech ile örtün. Ilık bir yerde 2 saat mayalanıp kabarmasını bekleyin. (Ben fırının yoğurt yapma programında beklettim)
2 saat sonra ekmek hamuru için kuru bütün malzemeleri karıştırıp yoğurun.
Ardından yine 1 saatlik mayalanmaya bırakın
Mayalandıktan sonra hamuru un serili tezgahınıza alıp rulo şekline getirin.
Eşit büyüklükte parçalar kesin ve her bir parçayı elinize un alıp yuvarlayarak tepsiye dizin.
Tepsideyken de 30 dakika mayalandırın
200 derece fırında 20-22 dakika pişirin. Pişirirken de kabuğunun sert olmaması için ısıya dayanıklı kuçuk bir kaseye su koyup bu kaseyi fırının içine yerleştirin.

6 yorum:

LaMa dedi ki...

Hmm, bizim evdeki minik Zeynep sonbahari sever mi karar veremedim. Eylul bunlatici sicaklarla geldi buralara, sonra da bol bolyagmur! Normal hava sartlarinda sever tabi niye sevmesin, yapraklar toplar oyunlar oynariz, bahcede sulu boyalar yapariz... henuz 6 gun gecti, karar vermemek lazim hemen..

HerbiRenk dedi ki...

ekmekler muhteşem görünüyorlar...

Ben her mevsimi severim, ama sonbahar çocuğuyum ben:)

Saglıklımutfak dedi ki...

Sen yaz ben okuyayım. Anlatımlarına bayılıyorum. Yakın olsam sabah espressolarına bir gün bile olsun eşlik etmek isterdim. belki bir gün olur ne dersin belki o gün reçelli Fransız ekmeğinden bende tadarım. Ellerine sağlık;)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Lamacigim, sonbahar sevilmez mi Zeynep de sever elbet:))

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Harbirenk, sonbahar bir başka sanki degil mi:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Hilalim sagliklimutfagim. Ben yazayım sen oku, hatta seni yazayım sen oku değil mi:)
Ben sana dedim taaa oralarda ne isin var tasiniyorsan yamacima gel diye, sabah esspressosunu sen redettin ne yapayım. Ama senin icin cantamda fransız ekmekleri ile gezecegim, nasilsa goralıda karsilasiriz degil mi:)