23.01.2011

Dostlarımız kendi seçtiğimiz kardeşlerimizdir


Pazar sabahı.. Kahvaltıdan hemen sonra bir gece onceki yorgunlugu üzerimden atabilecek tek şey olan kahvemi pişirmek istiyorum kahvaltıdan hemen sonra, bakıyorum ki kahve bitmiş, saysan iki kırıntı var kavanozda. Kolay değil bir gece önce tam oniki kişiydik bizim evimizde, bir telefonumuzla evimize gelen, zamansızlıktan dışarıdan söylediğimiz yemeği bizimle seve seve paylaşan, bir kısmı Ocak ayına inat yumuşacık bir gecede balkonda, bir kısmı mutfakta sigara içen, bir kısmı salonda bir minik kızla oyunlar oynayan… Tamam diyorum ben bir türk kahvesi yapayım o zaman ve bakır cezvemde ağır ağır pişerken şekersiz türk kahvem başlıyorum düşünmeye…

Dostları olmalı insanın hayatta, her neredeyseler bile sen çağırdığında seninle vakit geirmeyi isteyip bir telefonunla sana gelebilecek kadar yakın..Yoksa hayatta başka ne mutlu edeiblir ki seni? Şarap dolabında yeni aldığın şarapları açıp açıp kendin içeceksen ne tadı var o şarabın?

Bir makarna reklamıydı sanırım televizyonda ‘’dostlarımız kendi seçtiğimiz kardeşlerimizdir’’ diyordu üzerine basa basa. Herşeyden öte bir kızkardeşi olmalı insanın bir tane olsa bile yeter ya Allah’ın bize verdiği ya da bizim kendi seçtiğimiz. İstanbul’un bitmek tükenmek bilmeyen o en cehennem trafik saatinde seni çağırdığında düşünmeden yola çıktığın bir kızkardeşin yetmemeli sana. Evine yakin bir ev bakmalısın ona akşamüzeri sıcacık bir mercimek çorbasını bir sefertasına koyup terliklerinde ve üzerinde incecik bir şalınla kapısını çalamıyor olmak rahatsız etmeli seni. Ve sırf bu hayalini gerçekleştirmek için bıkmadan yorulmadan emlakçı emlakçı, ev ev gezmelisin onun için. Evin ne kadar dağınık, pis bile olsa onun sohbeti için bir telefon edebilmeli, kapında gördüğün zaman sarılıp ‘’iyiki varsın’’ diyebilmelisin. Ya da çok moralin bozuk, modun düşük diyelim, yarım saat bir kahve içsen eve kahkahalarla dönmeni sağlayacak, moralin çok yerindeyken onun söylediği bir üzücü haberde derdini dert edinebilmelisin isteye isteye..

Gezdik tozduk, zamansız anlar, hesapsız günler yaşadık hayatlarımızda. Ama artık bugünden sonra çocuklarımızın ömür boyu ‘’teyze’’ diyeceği dostlar edinmeli, varsa da kıymetini bilmeliyiz. Yıllar geçtiğinde, paslı birer teneke kutuya dönüştüğünde ruhlarımız, herkes uzaktan bize imrenerek bakmalı, bizim yerimizde olmak için çaba sarfetmek istemeli gün be gün. Eski, paslı, yıpranmış da olsak, aynı bu fotoğraftaki gibi yakışıklı çıkmalıyız karelerde, çocuklarımızı dostluğumuza özendirmeli, onları kendilerine getirmeliyiz, aynı akşamki misafirlerimiz gibi.



Yarın yepyeni bir hafta, erken kalkmak lazım. Tam sabah kahvesine geçtiğimizde ofisteysek toplanti odasına gitmeli, evdeysek güzel bir müzik açıp kızkardeşlerimizi aramalıyız, yalnız olmamak, ve yalnız olmadıklarını kulaklarına fısıldayabilmek için.

6 yorum:

Selfet dedi ki...

Seçtiğim kardeşlerim var benim de.
2 tane.
Kahve gibi sıcacık sohbetlerimiz var.
Kahve kalmasa da sohbetiyle içimizi ısıtmalılar bir de :))

Sayın KARACA dedi ki...

benimde iki tane var :)
birincisi allahın bana seçip verdiği
ikincisi benim seçtiğim kız kardeş :)
Tadından yenmezler çok datlılar çook :)

Selin Ergeçer dedi ki...

Ne kadar güzel demişsin canım, çocuklarımızın teyze diyeceği birileri olmalı,benim var iyi ki de var, ya olmasalardı,düşünmek bile kötü geliyor bana...tüm bunları bir kez daha bana hatırlattığın için teşekkür ederim :)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Selfetcigim,
2 tane mi cok sanslisin canim benim:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sayın Karaca,
Ben de bir kız kardesimin olmasini cok cok isterim, ne sanslisin,:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Selincigim,
Ne demek canim, cok sevindim boyle dusunmene