13.04.2008

Buralardayım...

Bugünlerde kendimi duygularımı aldırmış gibi hissediyorum. Görüyor duyuyor yaşıyor ağlıyor gülüyorum ama sanki hepsi bittiğinde geçip gidiyor beni terk ediyormuş gibi...

Yazdıklarımı okuyorum çokça ama sanki bunları ben yazmamışım gibi...

Sanki birşeyler özlüyor, ya da birşeyler ariyorum ama ne olduğunu bilmeden..

Düşünün ki dün gece Beyoğlu’nda bir meyhanede kocamla başbaşa içtiğimiz rakının yediğimiz börülcenin ardından, gülüşüne ömrümü verdiğim bu adamla bizim o huzur kokan balıkçımıza gidip, o sarhoş halimizle herkesin bakışları üzerimizde iskeleye masa çıkarttırıp, masamızda kavun beyazpeynir ve irmik helvası ile sadece ikimiz elele ve gözgöze, omuzlarımızda balıkçının şalları, sanki bütün İstanbul bizimmiş gibi, yarı gülüp yarı ağlayarak içtiğimiz rakıyı anlatmak gelmiyor içimden.

Bir Cuma akşamı işten çıkıp havaalanına gidip İzmir’e kalkan ilk uçağa binip, roka, yoğurt ve rakı ile izmir koklamak, sabah da uyanıp Efes’e gidip birsürü fotoğraf çekmeyi, akşamına da İstanbul’a dönmeyi istediğimi de anlatmak istemiyorum.

Gözümü kapatıp St. Michael meydanındaki heykelli havuza bakan o şehri tek etmeden önce oturduğum son cafede oturup şükretmeyi bile istemiyorum.

Bütün Pazar günümü prensese bu tacları yapmak için geçirdim.Niye yaptım, nasıl yaptım onu bile anlatasım yok.Bir önceki fındıklı kurabiye fotoğrafından sıkılanlar için bari fotoğrafı değiştirmiş, kendimden de haber vermiş olayım.

Bir bardak kahve ile gece gece Melon Şapka dinleyip eski fotoğraflara bakasım, dinlediğim yerde uyuyasım, rüyamda da özlediklerimi göresim var...

19 yorum:

Adsız dedi ki...

Ehh aynen bende bu durumdayım.Hatta benimki depresyona dogru yol alıyor.

Adsız dedi ki...

Sevgili Zeynep zaman zaman hepimiz bu duyguları yaşıyoruz.Boşver çok da üstünde durma,nasıl olsa geçecek.Ben de bazen böyle oluyorum fakat geçecek deyip üstünde durmuyorum ve bir süre sonra geçiyor.
Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

bayıldımmmmmmm

Adsız dedi ki...

Anlatmışsın sevgili Zeynep, hem de o kadar güzel anlatmışsın ki.. bazen de böyledir yazmak.

Sevgiyle kal..

Adsız dedi ki...

zeynepcigim,
sen böyle yazinca ben rahatladim dogrusu...sadece hamileyim, evet hasta filan degilim...fakat bende bu aralar yaptiklarimin fotograflarini cekmek bile zor geliyor. cektigim fotograflarin basina gecip, yüklemek zor geliyor...
ama bak su anda esim ve pismaniye cocuk tiyatrosundayken, ben bazi arastirmalar yaparken, sana yazmak zor gelmedi :-)
öpüyorum,
canan

Adsız dedi ki...

evet arasıra insanın böyle durumları oluyor ,ama yazıpta hiç olmazsa biraz rahatlamış olmalısınız...ama ne güzelde yazmışsınız.hayatı dolu dolu yaşayın,hayat çok kısa yarın ne olacağımızı allah bilir,bu yüzden aklınıza geleni,canınız nasıl istiyorsa o anda yapın...yapın ki...yapmadığınız bir şeyden pişman olacağınıza , yaptığınız şeyden pişman olun ,en azından ben denedim olmadı diyebilesiniz.....ve hayalsiz kalmayın ,hayal etmek çok güzel.
inşallah içinizi daha çok karartmamışımdır !!:) sizin kadar güzel yazamasamda ,en azından denemiş oldum çünkü o anda aklımdan bunlar geçiverdi...sevgiler

Adsız dedi ki...

Sevgili Zeynep yapma böyle kıyma duygularına :)Anlat onları bize yine paylaşalım.Sevinçler ve üzüntülerrrr...Dön bize yüzünü.Biliyorum kimseye küsmedin sen. Sen ki bu yazında hiç birşeyde anlatmamışsın yani!!! sevdiğin insanla gülmüş,ağlamış rakıları içmiş gezmiş dolanmışsın. bu hal arkadaşlarında dediği gibi her daim birilerine musallat olur ama sen onu kısa süreli misafir et ve beklenildiğini unutma. Ben ki her ne kadar yazmamış olsamda günlerdir yazılarını takip ediyorum üstelik atv.de de izlenildiniz güzel bayan. sevgiler. Emine

Adsız dedi ki...

Nihancığım seni anlıyorum, insan bir döngüye girdiği zaman kendini kurtarması bazen zor olabiliyor, ben ugrasiyorum cikmak icin sen de ugras bak havalar ne guzel ısındı, yarın hafta sonu kendimizi denizlere kırlara atalım:)

Adsız dedi ki...

Zeynepcigim çok haklısın, üzerinde durunca insan daha çok cidiye aıp gündemine oturtuyor değil mi? Ben de düşünmemeye ve başka şeylere konsantre olmaya çalışıyorum,

Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Ayşe Pamuk teşekkür ederim:)

Adsız dedi ki...

Sevgili Sibelcigim,

Anlamak isteyen nasılsa anlıyor değil mi?

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Canancığım,

Pişmaniye tiyatrolara mı gidiyor yerim ben onu:)

Onca şeyin arasında bana yazmana çok sevindim, ama senin mazeretin var ya bana nooluyor:)

Adsız dedi ki...

Sevgili Egeli,

Çok da guzel yazmışsın ellerine sağlık!
Evet biraz olsun anlatabildim biraz olsun yazabildim, ama yazmak anlatmak isteyip de tıkandığım ne çok şey var diye düşünyorum...

Adsız dedi ki...

Yahu Eminecigim sen nerelerdesin!:)
Vallahi merak ettim kac yazı oldu yorum yazmadığın, ihmal etme beni ne olur...:)

Adsız dedi ki...

Seninde dediğin gibi buralardayım işteee. bak inanki senin pencerende gözlerim ama sen bana bakmadın pardon ben kendimi göstermediğim için burada olduğumu bilemedin.Pencerendeyim sevgili zeynep sallıyorum elimi bak istersen.

Adsız dedi ki...

oluyor galiba bazen öyle. ama bunlar da hayatın cilveleri değil mi? her şey her gün her günkü gibi olsa hayat bu kadar sevilir miydi?

Adsız dedi ki...

hayat ne tuhaffff

Adsız dedi ki...

Prenses bu kurabiyelerden yediğinde damağındaki lezzetle birlikte bütün negatif şeyleri bir kenara bırakıp aldıgı tadla birlikte birlikte çok mutlu oldu.
Keşke prenses de senin damagına uygun bişiler yapabilsede sende hayat denen bu gariban ve zengin yerin ''amaaan bosver gelip geçici'' diyerek geçiştiriversen....

Adsız dedi ki...

Prensesin yuvasındaki mutfağına kavuşmasına o kadar az kaldı ki, o zaman bana yaptığı kurabiyelerle sabaha kadar sohbet edeceğim onunla, ama beni biliyor ki hiçbir zaman ''boşveremeyeceğim'' bu körolasıca hayata... Keşke bile diyemeyeceğim... Ama prensesin nefis kuraiyeleriyle bir an olsun huzurlu rüyalara dalabileceğim,