29.03.2008

Pazar günleri

Pazartesileri meşhur sendromuyla, Cuma gününü neşe ve enerji ile tanımlarız ya hani… Pazar gününü tanımlamanın tek yolu bence börek ve kısırdır! Uzun süre ortada duran kahvatı sorfası kalktığı gbi önce bulgur sıcak su ile kabarmaya bırakılır, ardından börek döşenmeye başlanırdı bizim evde. Börek fırına verildiğinde en taze maydonozlar, soğanlar ayıklanır, yıkanır ve özenle kesilirdi salça ile renklendirilmiş bulgur için. Lezzetli bir zeytinyağ, bol kırmızı biber, limon derken fırından o güzelim tereyağ ve süt kokusu gelmeye başlandığında da çay demlenir, altı kısılıp lezzetli yaprakların suya bırktığı kokunun içinde hayallere dalınırdı. Annem ev sevdiğimiz peynirli böreği yapardı bize, ama arada yaptığı bol acılı ıspanaklı böreği de koca bir bardak ayran ile yedikten sonra Pazar siesta’sı yapmak gibisi var mıdır?

Eşimle yaşadığımız birbirinden çok farklı çocukluk günlerimize rağmen o farklı günlerden aynı tadı, aynı hissi aldığımızın en güzel örneğidir Pazar günleri börekleri. Bizim evdekinin aksine göçmen olan eşimin ailesinin evinde yaprak yaprak yufkalar elde açılır sabah güneş doğarken. Her bir yufka özenle rulo yapılıp tepsiye yuvarlanır, kızrıncaya kadar başında beklenirdi. Bazen diyorum ki avutulmadığımız, avutulamadığımız o çocukluk günlerinde mis gibi böreklerle mi avuttuk acaba minik ruhlarımızı?

Hepinize buradan anlatmaya çalıştım geçen haftalarda. Çok bunaldım, çok ama çok mutsuz oldum son 7 aydır. Hayatta hep karşımdaki insanlara bana davrandıkları gbi davranırsam ben ‘’ben’’ olmaktan çıkar onlar gibi olurum korkusuyla, felsefesi ile yaşadım. İnsanlar bana haksızlık ettiklerinde kabul edip affettim, kötülük yaptıklarında sessiz sakin uzaklaştım. 2 senedir yüzünü bile görmek istemediğim kuzenim doğum yaptığında ‘’hayırlı olsun’’ diye telefon açtım, ben dünyaya bir evlat getiren anneyi aramazsam nasıl insan olurum? İşte böyle böyle de kendimi yedim hayatta, değişmemeye, homojenize olmamaya çalıştıkça sıktığım dişlerim de beni ısırdı sanki içerden içerden. Son 7 aydır da bana davrandığı şekilde karşılık vermemek için kendim olmaya çalışırken, tam da kendimi kaybetmek üzereyken, bundan tam 10 yıl önce ilk işyerimde, ilk kez malıştığım müdürüm bana tesadüfen tam da bu dönemde o kadar güzel bir iş teklif etti ki… Hani sanki bir kağıda yazsam şunları şunları istiyorum diye bu kadar tatmin olurdum diye düşünüyorum bazen. Tamam dedim zirncir kırıldı Zeynep, at şu zayıf halkayı, gerisi gelecek… Yönetimine, kimyasına, mesleğime sonuna kadar inandığım işyerimden, kendim gibi olamadığım bir insan yüzünden ağlaya ağlaya ayrıldım, ağlaya ağlaya da uğurlandım. İlk birkaç gün kendime gelemedim ama sonra hayat öyle bir döndü ki… O kadar güzel şeyler oluyorki ardarda ben bile inanamıyorum.

Ve tüm bunlar olurken ben de başka birçok şey için o kadar çaba sarfediyorum ki. Hava diyorum fırtına lodostan tam da istediğim gibi poyraza döndü, bu rüzgarla avucumdaki bütün kum tanelerini salıveriyorum kuzeyden güneye… Ben oluyorum, biz oluyoruz bu evde, bu ikimize dair hayatta… Ama en başından başlamak gerekiyor, o börek kokan huzur kokan Pazar günlerine…

Aşamları mutluluktan gözlerim dolarak günde 12 saat haftada 6 gün çalışıyorum, ama Pazar beni bana götürsün istiyorum. Evime, mutfağıma, aynadaki gözlerime, eşimin dinginlik kokan ellerine, can veren gülümsemesine…

Bu Pazar sizde dönün kendinize, aynaya bakıp gözlerinizde gördüğünüz insana sarılın, ona kaygısız, ödevsiz, kömür kokan Pazar günlerini bir dilim patatesli börekle Dany Brillant’dan ‘’Dieu’’ şarkısını hediye edin Paris sokaklarından ne dersiniz?

Malzemeler

3 adet yufka
3 adet orta boy patates
100 gr. Beyaz peynir
Tuz
Karabiber
½ su bardağı zeytinyağ
½ su bardağı süt
2 adet yumurta

Patatesleri haşlayıp ezme aleti ile ezin, peynir tuz ve karabiber ekleyip böreğin iç harcını hazırlayın. Börek için kare borcamınızı yağlayıp 1 yufkayı serin. İkinci yufkayı elinizle parçalayıp yufkanın üzerine dağıtın. Patatatesli harcı eşit şekilde yaydıktan sonra üçüncü yufkayı da yine parçalayarak üzerini örtün. Birinci yufkanın dışarda kalan kısımlarını da kapatın ve bıçakla birkaç yerden kesik atın böreğe. En son üzeri için yağ,süt ve yumurtayı iyice çırpıp üzerine dökün ve böreği buzdolabına kaldırın. Fırın ısınızı 180 dereceye getirin. Fırın ısınınca dolaptan böreği çıkarın ve birkaç yerine fındık büyüklüğünde tereyağ ekleyin. Fırında yaklaşık 35-40 dakika pişirin.

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Zeynep çok haklısın.İnsan karşısındakine onun gibi davranınca kendi olmaktan çıkıyor.Ben de bu durumları bazen yaşıyorum.Üzülüyorum ama başka türlü de yapamıyorum.Neyse ki senin için o kötü günler geri de kalmış.Çok sevindim senin adına.
En iyisi Pazar günlerinin keyfini çıkarmak,çok güzel bir patatesli börek ve kısır eşliğinde:)
Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Zeynep,
Ne bulunmaz bir nimet böyle huzurlu olmak. Allah bozmasın. Ve bana da tam istediğim gibi bir iş versin. Amin...

Adsız dedi ki...

boşver yemek tarifini benyazdıklarına,içindekileri dışa vurduğun uslubuna bayıldım...belkide yazdıklarında kendimi buldum bir parça. neyi neden yaşadın niye üzüldün bilemiyorum detaylarını ama şuan mutlu olman ve dahada mutlu ve huzurlu olacağına dair sinyaller vermen çok hoş zeynep...buarada benimde aslında ismim zeynep.ama herkes hülyayı kullanıyor.ben ikisinide duyunca dönüp bakıyorum ama keşke zeynep i kullansalar diyorum. daha doğal geliyor bana...bundan sonra takipteyim hem seni...yani sayfanı demek istedim :) sağlıcakla ve neşeyle kal,yeni işinde çok başarılı ve huzurlu ol emi.

Adsız dedi ki...

Canım, o 7 aydan sonra başına gelen iyi şeyler için çok sevindim. Hep böyle devam etsin!

Bugün tesadüfen bizde de ıspanaklı peynirli börek vardı çayla yaaaa! Pazar klasiği gerçekten de...(ama sabah değil akşam yemeği için yaptım ben, olsun)

Adsız dedi ki...

hayatınızda hep güzel tesadüfler olsun inş.

sevgileerrr

Adsız dedi ki...

Eğr bu mutluluk zinciri ise ,dinginliği zinciri ise yazıyı okuduktan sonra umarım ucundan köşesinden bende yakalayabilirim.Senin için çok sevindim.Yeni iş,yeni heyecan insanda hayata sıkısıkı sarılma isteği uyandırır:)

Adsız dedi ki...

zeynepcigim,
rahmetli annecigim her zaman "sabrin sonu selamettir" derdi ve ben inanmazdim. simdi 40 yasima yakin, yasadiklarim, is hayatimda, kariyerimde yaptigim tecrübeler, her zaman, her an bana annecigimin dogru söyledigini hatirlatir. simdi iyi olmana sevindim, tadini cikar, huzurlu ol, mutlu ol güzel arkadasim. börek nefis, canim istedi :-) ellerine saglik,
sevgiler,
canan

Adsız dedi ki...

Zeynep'ciğim,
Bir süredir yazılarından seni üzen bir şeyler olduğunu hissediyordum.

Ben de işyerindeki sorunları orada bırakıp eve gelemiyorum.Tüm hayatımı etkileyecek kadar üzülüyor ya da sinirleniyorum.
Seni çok iyi anlıyorum.

Keşke ben de işimi değiştirebilsem ya da istifa edecek cesaretim olsa.
Ama benim çalıştığım alanda bu çok zor. Böyle durumlarda çaresizlik içinde kendimi o işyerinde mahkum gibi hissediyorum.

Senin adına çok sevindim.
Rüzgar dönmüş artık ve sana doğru, baharı getiriyor..
Sevgi ile kal.

Adsız dedi ki...

Zeynepciğim,
Öyle sevindim ki yazdıklarını okuyunca. Kendim için de diledim aynı şeyleri. Olur mu dersin?

Adsız dedi ki...

Sevgili Zeynep,
Aynen dediğin gibi, insanlara hadlerini bildimekten bile çekiniyorum durum böyle olunca, ne diyim herkes hakettiğini yaşasın,

Bu aralar pazarlar yetmiyor bana, çocuk gibi karnım falan arıyor okula gitmek istemez mişim gibi, şöyle günler daha da uzasa, hava da biraz daha ısınsa bir hafta sonu kaçsak buralardan diyorum..

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Sevgili Nihan,

Gün sonunda mutsuz olunan iş de, hiç bulunamayan bir iş de çok keyifsiz hakikaten, ama herşeyden önemlisi huzur... Senin dileğine de yürekten ''amin!'' diye katılıyrum arkadaşım!

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Açalyacığım,

Çok teşekkür ederim arkadaşım, Dante tontiş de börek yiyor mu yoksa?

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Hülyacığım,

Kendimi severim herkes kadar ama en çok da ismimi. Bazen adım Zeynep olmasa başka bir isim beni ifade etmezmiş diye düşünürüm, bazen de dünyadaki en güzel bu ismi kızıma koyamayacağım diye üzülür. Ama Zeynep'den sonra en anlamlı isimlerden biridir benim için Hülya, senin yerinde olsam ikisini de sık sık kullanır tadını çıkarırdım adaşım!

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Yasemincigim bu ne güzel bir dilek böyle, çok teşekkür ederim,

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Nihancığım,

İnsan inandığını yayıyor diye inaniyorum hayata, ben de sana pozitif enerji gönderiyorum kocaman dinginlikler içide olur mu?

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Canım Canancığım,

Vallahi canım istedi dedin, yapıp oralara gönderesim geldi, keşke yakın olsaydın bu pazar da pişmaniyemle sana yaprdım!

Anneler ne zaman yanlış birşey söylemiş ki zaten Canancığım, her zaman haklı onlar!

Adsız dedi ki...

Burçinim canım benim olur tabi olmaz mı? Dilekler gerçekleşmese ne anlamı olur ki?

Adsız dedi ki...

Hülyacığım ne güzel anlatmışşsın,

Geçen gün bir ilçe belediyesinde, bir memur ile konuşuyordum, birden ''Bizim mesaimiz doldu'' dedi, aniden çantasını alıp çıktı 16:30 da. İşte ben de diyorum ki 16:30 da çıksam işten hergün, hiçbirşeyi kafaya takmam, ama günde nerdeyse 10-11 saatimizi geçirdiğimz, uğruna bütün bir kış aydınlık yüzü görmediğimiz ofislerimizde bari huzur bulalım değil mi?

Senin için de aynı dileklerim geçerli Hülyacığım, ille iş değiştirmek de değil belki şartlar senin lehine döner ne dersin? Hayat baen ummadıklarımızı da verebiliyor bize değil mi?

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Daha önce size hiç yorum bırakmamıştım sadece yazılarınızı okuyordum.
İş hayatında 7 aylık mutsuzluk ve sonunda kurtulmuşsunuz tebrikler. Benim ise 4 yıllık bir mutsuzluk, kurtulamadım ve kurtulamayacağım. Kapıyı çarpıp çekip gitmem lazım ama işsiz kalma lüksüm yok ve ne yazık ki şans bana epeydir gülmüyor( Bu arada okunan hiçbir olumlu düşünme kitabının faydası olmuyor, tecrübe ile sabit).
Şansınız daim olsun, belki bir gün benim rüzgarım da eser.

Adsız dedi ki...

Birden aklıma çalıştığım olagan üstü yoğun günler geldi aklıma offffff.Ama şimdi rahatım senin içinde hayırlısı olsun.E bir tane almadan gitmeyeyim ellerine sağlık

Adsız dedi ki...

Sevgili Saadet,

Senin de rügarın eser tabiki, rüzgarlar doğru zamanı beklerler güven bana.

Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Ayşe Pamukcugum afiyet olsun!:))