7.05.2007

Terapi Ekmeği...



Bundan 4-5 yıl evvel, aynı ofiste çalıştığımız bir arkadaşım ile Pazartesi geceleri ‘’Terapi’’ ismini verdiğimiz sohbet gecesi düzenlemiştik. İkimiz iş çıkışı Beyoğlu’na gider önce bir yemek yer, ardından ikimizin de çokça sevdiği bir cafede bazen meyve çaylarımız bazen kahvelerimizle haftanın gündemini belirler ve onun üzerinde terapiler yapardık. Konularımız çoğunlukla eş, erkek arkadaş gibi klasik konular olsa da bu terapiler ikimize de gerçekten çok iyi gelir, her terapiden toparlanmış bir şekilde ayrılır gecenin geri kalanını da birbirimize SMS göndererek evlerimizden devam ederdik.

Yine bir terapi gecesi için Beyoğlu’na gitmek için buluşma yeri olarak ofisin hemen karşısındaki pastane olarak kararlaştırmış kahvelerimizi içiyorduk. Yaz gelmişti ve ikimiz de şu Hint kınası ile yapılan dövmelerden yaptırmak istiyorduk. Tam bunu konuştuğumuz sıralarda yanımıza bir Milli Piyango satıcısı yanaştı. Biz cebimizdeki bozuk paralar ile birkaç tane kazı kazan aldık. Birden ikimizin de hiç başına gelmemiş bir şey oldu ve arkadaşımın kazı kazanına ikramiye çıktı. Çıkan ikramiye o kadar büyük bir rakam değildi ama kahvelerimizi içerken, o akşam adına kurduğumuz bütün hayalleri gerçekleştirebilecek bir rakamdı. O kadar şaşırmıştık ki, ne yapacağımızı bilemediğimizden doğruca Beyoğlu’na gittik. Aslında o an bir ev hayali kursak ve o evin karşılığı kadar para çıksa da o kadar sevinecektik.

İlk önce dövmeciye gidip Hint kınları ile dövmelerimizi yaptırdık. Yaklaşık 1 saat süren bu dövme seansında ikimizde hep birbirimize bakıp gülüyorduk. Sonra kendimize birer tane küpe aldık ve terapi yaptığımız cafeye gittik. O gece yediğimiz yemek, yaptığımız terapi bize o kadar iyi geldi ki uzun bir süre yine para çıksın diye kazı kazan oynadık durduk.

O arkadaşım yaklaşık 2 ay önce uzun bir süreliğine eğitim için İngiltere’ye gitti. Gitmeden önce pazar günleri bizim evde çay demler annesinin gönderdiği süper Laz yemeklerinden yerdik. İşte bu mısır ekmeği tarifi de kazı kazandan çıkar gibi taa İngiltere’den posta kutuma düşüverdi.

(Not: 1-Ben arkadaşımın gönderdiği tarifteki malzemeyi yarı yarıya azaltarak 22 cm’lik yuvarlak kalıp ile yaptım, tam ölçüden büyük boy yuvarlak fırın tepsisi çıkabilir.
2-Balıkçılarda yediğimiz mısır ekmeği biraz sert ve kuru geliyor bana, bundaki beyaz un o kabalığı alıp mısır ekmeğini iyice yumuşatıyor.
3-Laz olan tarifin sahibi buna tam olarak ‘’mısır ekmeği’’ demediklerini, ‘’dereotlu’’ ya da ‘’peynirli’’ dediklerini eklememi istedi.Eğer kendisinden tam olarak ‘’mısır ekmeği’’ tarifi gelirse onu da sizinle paylaşırım.)

Malzemeler

2 su bardağı mısır unu
1 su bardağı beyaz un
Yarım su bardağı zeytinyağı
Yarım demet dereotu
1,5 su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı deniz tuzu
100 gr beyaz peynir

Hazırlanışı;

1-Fırın ısısını 180 dereceye getirin.
2-Mısır unu, beyaz un, kabarta tozu ve deniz tuzunu derin bir kapta harmanlayın.
3-Zeytinyağı ve sütü ekleyerek bir kaşık yardımı ile kek hamuru kıvamında bir hamur hazırlayın.
4-En son dereotunu ve peyniri de ekleyip yağlanmış ve unlanmış yuvarlak kalıba hamuru iyice yayın.
5–180 derece fırında aynen kek pişirir gibi yaklaşık 40–45 dakika pişirin. Üzeri kızarıp, batırdığınız kürdan temiz çıkınca fırından alabilirsiniz.
6-Biraz ılındıktan sonra baklava şeklinde kesin ve soğuyunca kalıptan çıkarın.

17 yorum:

Defne dedi ki...

Papatyacigim, misir ekmegine severim ben, bir de yaninda bir kase yogurt varsa degmeyin keyfime. Cok sevdigim dereotu ve peynir karisimi ile eminim muhtesem bir tat olmustur. Ellerine saglik!

Benim birlikte terapi bulusmalari gerceklestirdigim Sevgi'cigim de hakimlik stajini bitirmek uzere ve bir sure sonra uzaklara gidecek. Ama mesafeler viz gelir.

Yasasin misir ekmegi ve terapiler! :)
Sevgiyle kucaklarim.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Immmmmmmmmhhh bayılırım mısır ekmeğine. Çok güzel görünüyor Papatya'cığım. Defne gibi ben de yoğurtla mısır ekmeği yemeyi çok severim. Ellerine sağlık. Sevgiler,

gezicini dedi ki...

çok güzel olmuş, elinize sağlık :-)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Defneciğim,

Ben ne yazıkki diyette olduğum için bu ekmekten bırak yoğurdu tekbaşına bile tadamadım, cumartesi aksamı derbi seyreden eşim ve gruba gönderdim, artk onlar yedi mi yoksa maç heyacanı ile birbirlerine mi fırlattılar bilemem:)

Burçinciğim,

Açlık sınırım tavanda vallahi, mısır ekmeği yoğurt falan demişken bir de bulgu pilavı olsa şöyle patlıcanlı:))

Gezicini,

Teşekkür ederim,

Sevgiler,

Açalya dedi ki...

Insanin terapi saatleri yapabilecegi bir arkadasini olmasi gibisi var mi? Cok sanslisin Papatya'cigim. Ben o arkadaslarin hepsini Turkiye'de ve Japonya'da biraktim, ornegin burada da simdiye kadar yuzyuze tanidigim Turkler'in birak boyle birlikte huzur veren terapiler yapabilecegini, aksine bir psikolog terapisine ihtiyaclari olduguna karar verdim.
Misir ekmegine gelince, ben nedense hic tam misir ekmegi yapmayi beceremedim simdiye kadar. Baska ekmek tariflerinin icine misir unu katarak nefsimi korelttim. Bu arkadasinin tarifini mutlaka deneyecegim.

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Açalyacığım,

Aksine bu konuda o kadar şanssız sayılırım ki, terapi yapabileceğim arkadaşlarımın kayıtsız hepsi yurtdışına ve şehir dışına gitti. Ben de bu aralar duyduğum terapi ihtiyacını bu yazı ile eskiyi düşünerek karşılamaya çalıştım. Terapiye ihtiyacı olan Türkler kısmına çok güldüm:))

Mısır ekmeğini denemelisin mutlaka, yapımı kek kadar kolay, tadı da tam balıkçılarda yediklerimizi andırıyor.

Sevgiler,

sevdamavisi dedi ki...

sevgili Papatya,
arkadaşlarla yapılan sohbetlerin yeri bir başka oluyor, birlikte yenilen yemeklerin tadı daha güzel sanki. Ne zamandır arkadaşlarımla böyle anları paylaşamadığımız için çok heveslendim yazdıklarını okuyunca.
Ekmek de harika görünüyor. Ne tesadüf ki bugün ben de mısır ekmeği almıştım marketten hem de ilk kez. çok taze ve sıcacıktı dayanamadım ve hemen tadına baktım..

sevgiler

canan kufer dedi ki...

papatyacigim,
o terapi bulusmalari olmasaydi ne yapardik bilmem. satirlarini okuyunca benim de aklim yillar önce aachen de okurken, cebimdeki son kurusu paylastigim arkadasim geldi aklima. her gün görüsür, bütün gün beraber olurduk ve muhabbetimiz bitmezdi...simdi uzakta olsa bile, yine de o terapileri hatirlayinca cok güzel oluyor. misir ekmegine de ellerine saglik canim,
sevgiler,
canan

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevdamavisi,

Ben o kadar özedim ki o terapileri, söyle kız kıza bir akşam dışarı çıkıp gönlümce terapi yapmak isterdim,

Canancığım,

Akademik hayattaki arkadaşlarımız ne yazııki okul bitince, o son kuruşumuzu paylaştığımız kadar yakın olamıyor bizlere, büyü sanırım arkadaşlıklarda değil o yıllarda:))

Sevgiler,

Papatya dedi ki...

Adasım Papatya,
sen Istanbuldasın ben de Giritte. Ama ne fark eder ki.. nasil bu Karadenizli tarif sana Ingiltereden ulasmis. Bak simdi taaa buralara Girite kadar geldi de yaiplmayi bekliyor simdi :) Biz de cok severiz misir ekmegini. Tarif icin tesekkurler...
sevgiler,
Papatya

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Papatyacığım,

Doğru söylüyorsun, sevdiklerimizle aramızda mesafeler olsa da bir tarif farklı kıtalarda farklı insanların yüzünde aynı gülümsemeye yol açıyor,

Şimdiden afiyetler olsun,

Sevgiler

Adsız dedi ki...

GPRS...Hesaplanamiyoo...Ayaklar arkada gerginn :) Veee sonunda bende sayfani ziyaret edebildim..Aslinda 3-4gundur vakit buldukca hem yazilarini okuyorum hemde tariflerini yazip sirayla yapmaya basladim.Ellerine saglik cokda lezzetli oluyolar :)Bu yazinda ayri guzell tabii...Ozledim ben o terapileri :)
cokkk opuyorum

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Ben terapilerden çok seni özledim:))
Çok zamandır ben de hesaplayamıyorum, bu sefer terapi yapamadık ama bir dahaki sefere uzun uzun inşallah,

Öptüm

Adsız dedi ki...

Az kaldi cnm walla gelicem yakinda bende cokk ozlemisim oralari :)
Misir ekmegi sevenlere cook yakinda insallah bide sebzelisini gondericem ama once annemden tarifi alip deniyim...
Son olarak cnm yine bizim yorelerden bi tarif yolladim bi dene bakalim :)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Canım tariflerini adım, şu sıcaklar geçsin mutfağa girip yapmayi planliyorum, resimle beraber butun asamalarını yazarım buradan,

Anneciğinin ellerine sağlık,

Müge Hüner dedi ki...

Sevgili Papatya, ben her ne kadar senin tüm yazılarını okusamda, azda olsa seyrek de olsa yorum bıraksamda, ve hatta amuda kalkıp, çift takla bile atsamda sen beni ziyarete gelmeyecek ve yorum bırakmayacaksın biliyorum (ama nedenini bilmiyorum)
Senin gelmeyeceğini bildiğim için, ben haber vereyim istedim, bu mısır ekmeğini yaptım, yedim vede yedirdim, gerçekten harika oldu, hatta yayınladım,bir kez daha ellerine sağlık, sevgiler.

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Mügeciğim,

Öncelikle seni bu kadar beklettiğim için özür dilerim. Kasten gelmemezlik olabilir mi aşkolsun. Yaz aylarında 3 gu yazlıkta 4 gün kışlıkta süren göçebe hayatım blog ziyaretlerini bırak kendi blogumu bile 10 gunde bir faan güncellememe secep oldu. Önümüzdeki hafta ramazan ile birlikte kışlığıma kesin dönüş yapınca eski persormansıma geri döneceğim inşallah.

Afiyet olsun canım:)