29.03.2007

Sesame Mucizesi...



Düğüne az kala başlayan ve bence hala süren, annemin verdiği yemek derslerinden ilki günlük olarak hangi malzemelere ihtiyaç duyabileceğim ve bunları nasıl saklayacağımdı. Annem kasaptan aldığı 2 kilo kıymanın yarısını köfte, geri kalan yarısını da yemeklik olarak nasıl saklayacağımı ve kullanacağımı anlatırken yemeklik kısmını dolmalar ve yemekler olarak ikiye ayırmıştı. Benim öğrenmek istediğim tek yemek aslında en sevdiğim yemek olan ekşili köfteydi, bu yüzden o derski menümüzü eşimin en sevdiği yemek olan kabak dolması, benim favorim olan ekşili köfte ve hayatımın olmazsa olmazı yoğurtlu çorba oluşturuyordu. O gün ilk kez yemek yapacak olmamın tecrübesizliği ile dolma içindeki kıyma ile ekşili köftenin köfte malzemelerini birbirine karıştırmış, evlendikten sonra da bir müddet yalan yanlış şeyler yapmıştım Ama o gün annem için en büyük sorun benim kafamın karışıklığı değil düdüklü tencereye karşı olan korkumdu. Düdüklü kullanan tüm tanıdıklarımın başından bir düdüklü patlama olayı geçtiği için bırakın kullanmayı yanına bile yaklaşamıyorum. Annemin yapma etme alışırsın demelerini dinlemeyip daha çok pişiririm, kapağını kapatırım,önceden haşlarım dedim ve inat edip düdüklü tencere almadım. Nohut fasulye gibi bakliyatları 1 gece önceden suda bekletmem, mercimek yemeğimiz olan Kara Şimşek’i uzun süre pişirmem, tas kebabı yapmak için kuşbaşı etleri önce kavurup sonra pişirmem hiçbir sonuç vermedi ve birgün eşimin annemde yediği nohut üzerine anneme şöyle söylediğini duydum; ‘’Annecigim, sizin nohutunuz çok güzel oluyor ama eşim yaptığında nohut ayrı yerde suyu ayrı bir yerde oluyor’’. Bunun üzerine annem üzüntümü telafi etmek adına bir müddet fasulye ve nohutları düdüklü tencereden geçirip, gazını da alıp porsiyon porsiyon poşetleyip buzluğuma koymaya başladı. Fakat bundan da yorulmuş olacak ki geçen gün bana Tefal’in Sesame tenceresini hediye etti Tabi eşim ve ben buna çok gülsek de annem artık benden kurtulmuş olmanın verdiği rahatlık ile evine döndü.



Basınçlı değil mi bu da patlar, ölürüz, evimiz yanar gibi korkularım üzerine eşim içine su koyup tencerenin de altını yakarak bana nasıl çalıştığını ve korkmamam gerektiğini kullanma klavuzunu adım adım okuyarak anlattı. İlk olarak barbunya pişirdim. Bilmiş bilmiş kapağını açıp tadına baktıktan sonra ‘’Annemin Barbunyasııııı’’ diye büyük bir sevinç ile annemi arayıp, bir kez daha teşekkür edip marifetin pişirmede olduğunu kabul ettiğimi söyledim. Ardından şımarıklık edip patatesi, tavuğu bile Sesame’da haşladım.

Sesame bir de yemek tarifleri klavuzu vermiş. Sesame ile yapabileceğiniz gemici pilavından ayva tatlısına kadar 50 adet yemek tarifini ve yapılma yollarını anlatıyor. İlk olarak Ekşili Köfte’yi denedim. Geçekten sadece 3+7+2 olan 12 dakikada pişti! Sonuç bence inanılmaz, herkese tavsiye ediyorum, mutfakta elim ayağım oldu resmen.

(Not: Ben ekşili köfteye annemden öğrendiğim üzere 1 tatlı kaşığı salça eklerim, köfteleri de yemeğe eklemeden önce una bularım. Fakat bu seferki tarifi Sesame’in verdiği gibi yaptım, bu da çok lezzetli oldu)

Malzemeler,

Köftesi için;

200 gr kıyma
50 gr haşlanmış pirinç (2 yemek kaşığı gibi)
1/3 demet maydonoz
Tuz
Karabiber

Yemek için;

¾ adet arpacık soğan (ben 1 orta boy kuru soğan kullandım)
3 yemek kaşığı zeytinyağ
2 adet küp doğranmış havuç
2 litre tavuk suyu (ben 2 litre suya 1tablet tavuksu 1 tablet etsu kullandım)
1 adet kuşbaşı doğranmış patates
Tuz


Terbiyesi için;

3 yumurta sarısı
1 limon suyu
2 yemek kaşığı un
1 su bardağı soğuk su

1-Köfte çin bütün malzemeleri karıştırıp misket büyüklüğünde köfteler hazırlayın
2-Sesame’da arpacık soğan ve havucu zeytinyağı ile kavurun
3-2 litre tavuk suyunu ekleyip 3 dakika pişirin
4-Köfteleri ve patatesi ekleyip 7 dakika pişirin
5-Terbiye için bir kapta yumurta sarısı, limon suyu ve 2 kaşık unu iyice karıştırıp bu karışıma 1 bardak su ekleyin.
6-Terbiyeyi yemeğe ekleyip 2 dakika daha pişirin.
7-Tuzunu ekleyip servis edin.

Ben kuru fesleğen ile tatlandırdım, çok yakıştı.

7 yorum:

Defne dedi ki...

Nasıl da kendimden birşeyler buluyorum yazılarında Papatyacığım. Ben yaklaşık 6 yıllık evliyim ve evlendikten aylar sonra, her ikimizin annesinin de "düdüklüsüz ev mi olurmuş" şeklindeki söylemleri ve eşimin bakliyat düşkünlüğünün baskısıyla evimize bir düdüklü almıştım . Yok böyle yeni modellerden de değil benimki, hala korkarım açarken :)). Etrafa bir duyurayım bakalım, bana da bu güzel düdüklülerden alan birisi çıkar belki :P...

Bu arada ekşili köfte tarifin tarafımdan mutlaka denenecek ama eşim askerliğini bitirip eve dönünce :).

Sevgiyle.

Defne dedi ki...

Ne ayıp yaaa! Güle güle kullan demeyi unutmuşum :).

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Defneciğim;
Düdüklüden benden başka korkanların da olduğunu bilmek ne güzel valla,

Eşin için hayirli tezkereler olsun inşallah umarım az kalmıştır Defneciğim, benim eşim de askerliğini yapmadı da:)

Bu arada aynen dileğin gibi ''Güle Güle'' kullanıyorum, en kisa zamanda sen de edin, şu an bir kampanyasi var, normalde 1 Sesame fiyatina yanında Sesame'in kapağını da kullanabileceğin ayrı bir döküm WOK tenceresi veriyor çok kullanışlı, içinden çıkan değişik tarifler de cabası

Sevgiler,

Defne dedi ki...

Su kampanyaya bir goz atayim, sagol. Yahu evlilikte 5 seneyi devirdikten sonra ve de 30 yasini da birkac sene :P gecince zor oldu bu askerlik ama.....Rahat geciyor ya o bizim tesellimiz, 40 gun falan kaldi sanirim. Safak saymayi beceremedim bir turlu :)). Size de boyle rhat bir askerlik donemi insallaaaah!

canan kufer dedi ki...

papatyacigim,

ben düdüklü tenceremi,korktugum icin, ablama hediye etmistim. ablam o kadar rahat rahat kullaniyordu ki, kendi düdüklüsünü eskitmisti ve ben "abla al benimkisini, ben zaten kullanmiyorum, kullanmamda" demistim. o gün bugün hala aramiyorum, bilmedigim icin herhalde. asure yapacagim zaman herhalde eksikligini hissedebilirim...tencereni de güle güle kullan.

sevgiler,
canan

butterfly dedi ki...

Papatyacım, evet evet o bahsettiğin korkunun ne demek olduğunu bilen bir insanım ben de:).
Annem ne zaman düdüklüyle yemek pişirse mutfağa mümkün olduğunca girmemeye çalışırım çünkü yemek pişerkenki "tıss, pıss.." gibi sesler çıktıkça ödüm patlar resmen, bazen anormal tepkiler verip annemi güldürürüm:).
Bunlara rağmen çeyizime düdüklü tencere aldım çünkü mutfakta işleri ne kadar pratikleştiriyor çok iyi biliyorum annemden.
Bu sesame'i de görüp, sorup hakkında bilgi almıştım, çeyize bir de ondan almak istiyordum. Şimdi senin öykünü okuyunca kesin kararımı verdim.
Güle güle kullan tencereni canım:).
Sevgilerimle..
aslı

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Cananciğim, düdüklünün eksikliğini aramasan da bu tencere insanin hayatına düdüklünün katabileceğinden farklı şeyler de katıyor, mesela 40-45 dakika pişirdiğin bir yemeği 10 dakika da pişirmek, patatesi 10 dakikada tavuğu 10 dakikada haşlamak insana mucize gibi geliyor, şiddetle tavsiye ediyorum canim,

Aslıcığım evet beni de korkutan hep o ses olmuştır, hele yemek piştikten sonra kapak açılana kadar o basıncın dışarı çıkma sesi vallahi matkap sesinden beter:)