12.02.2007

Maske





Bir arkadaşım bana günlük hayatta karşılaştığı olaylardan çıkardığı dersleri anlatıyordu. Hepimiz birçok kez binmişizdir uçağa. Hosteslerin uçuşdan önce güvenliğimiz için anlattıkları arasında oksijen maskeleri ile ilgili bir bölküm vardır. Hava basıncının düşmesi ile açılan oksijen maskeleri hakkında hep ‘’ İlk önce kedinizinkini sonra çocuğunuzun maskesini takınız’’ derler. Bunun sebebi çok açıktır: çünkü eğer kendi maskemizi takmadan çocuğumuzun maskesini takmaya çalışır isek, başımıza gelebilecek bir olumsuzluk sonucu cocuğumuzun maskesini de takamayabilir ve böylece 2 hayatı birden tehlikete atabiliriz. Halbuki ilk önce kendi maskemizi takarsak, diğer maskeyi rahatlıkla takabiliriz.

Bu sohbetten beri ‘’kendi maskemi takmayı’’ düşünüyorum. Kendi sağlığımı ve moralimi yüksek tutarak belki de kaç kişinin maskesini takma becerimi ayakta tutabiliyorum?

İnsan bazen hiç ummadığı anlarda ve tadlarda kendisini birden enerji yüklenmiş, motive bir şekilde bulabiliyor ayna karşısında ve bu şekilde yanındakinin maskesini çok rahat takabiliyor. Eskiden beri bir dilim kek ve sıcak şekerli süt eşliğinde okunan kitabın bana enerji verdiğine inanırım. Hele günlerden Pazar, hava yağmurlu ise ve kitabım da akşam beni uykusuz bırakacak kadar sürükleyici ise...

İşte ben de bu pazar eskiden ilkokuldayken dersten çıkıp eve gelirken yol üstündeki Gamze Pastanesi’nden aldığım muffin şeklinde üzerine toz şeker serpilmiş portakallı keklerin enerjisine ihtiyaç duydum. Bunu hala inanarak söylüyorum ki, en bitkin anımda bile bir pastanenin önünden geçerken vitrinde gördüğüm en süslü şeyde gözümü kapatıp onun eşliğinde demlenmiş sıcacık bir bardak çay ya da kahve hayali beni kendime getirir.

Ben muffin kalıbım olmasa da normal kek kalıbında portakallı kek yapıp, üzerine toz şeker serpip afiyetle yedim.

(Ben keklerimin pastane keki gibi yumuşacık olmasını istediğim zaman (istemeye istemeye) margarin kullanıyorum. Eğer siz kullanmak istemiyorsanız tarifteki ½ paket margarin+ ½ çay bardağı sıcıyağ yerine 1 su bardağı sıvıyağ kullanabilirsiniz. Bu şekilde de aynı tadı yakalayabilirsiniz.)


Malzemeler

3 yumurta
1,5 bardak şeker
½ paket margarin
½ çay bardağı sıvıyağ
1 su bardağı süt
3 bardak un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 portakal kabuğu rendesi
2 yemek kaşığı portakal suyu.

Hazırlanışı

Fırın ısısını 180 dereceye getirin. 3 yumurtayı beyazları ve sarıları iyice karışana kadar mnikserin önce düşük sonra hızlı devrinde iyice çırpın.Arsından şekerleri ekleyip yine sıkı bir karışım yakalayana kadar (yaklaşık 4-5 dk) karıştırın. Oda sıcaklığında yumuşamış margarini ve sıvıyağı ekleyip karıştırmaya devam edin. Ardından sütü ekleyin ve karıştıurmaya devam edin. Önemli olan her bir malzemeyi sıra ile ekleyip bir sonrakini eklemeden öncekilerin iyice karışmasını sağlamak. En son un kabartma tozu ve vanilyayı aynı anda ekleyin ve karışım iyice harmanlanana kadar karıştırın. Portakal suyu ve rendesini ekleyip 1-2 dakha karıştırdıktan sonra karışımı kek kalıbına alın. Ben kek kalıbım silikon olduğu için kalıbı yağlamadım ama diğper kalıplar için sıvıyağ ile yağlayıp üzerine eliniz ya da kevgir yardımı ile un gezdirirseniz kalıbınız yapışmaz. Keki fırında 180 derecede 50 dk, sonra 150 derecede 10 dk pişirin. İçini bir kürdan batırarak pişip pişmediğini kontrol edin. Eğer işçi pişmemişse 150 derecede 5-7 dakika daha pişirebilirsiniz.

Hiç yorum yok: