19.02.2011

Büyüyorum

Zorluyorum, bu sefer tüm imkanların, tüm elverişlerin, isteklerin ve yasakların peşinden gitmeye niyetliyim. Tek engelim duygularım, çünkü ne yazıkki dizginlerini hala elime alamadığım duygularım var benim. İnanmak ya da inanmamak meselelerini bir kenara bırakan, eğer gönlü yatıyorsa onaylayan, hissetmiyorsa çekip giden duygularım. Mantıklı bir açıklamasını yapamadığım durumlarda bile eğer istemiyorsam bana faydası olsa bile asla el atmadığım tüm gündelik şeylere bir dur deme çabasındayım. Çünkü hiç yoktan kapatırım kendimi kabuğuma, sıkıldığı, bunaldığı zaman giyinen makyaj yapan dışarı çıkan ve gülen eğlenen insanlara hep imrenerek.. Ama herşeyi elimin tersi ile itip sadece aynaya bakmak, ihmal ettiğim önceliklerimle tanışmak ve değerini bileceğim küçük anları yanyana getirip zamanı oluşturmak için evimdeyim, kendimleyim. Ve bu süreçte herşeyi halletme, yaralarımı sarma, büyüme endişesindeyim.

İnsan 30 undan sonra da büyüyebiliyormuş öğreniyorum.
Zaman aslında sadece hissettiğimiz an bizi olgunlaştıran bir kavrammış görüyorum.
Tercihlerimi daha titiz yapiyor, engellerimi daha net koyuyorum artık ortaya.
Biliyorum ki ne varsa insanın hissettiğinde var aslında, insan kendine iyi gelecek şeyi bilinciyle değil icgüdüleriyle otomatikleştiriyor belli bir yaştan sonra.
Seçiyorum artık hayatımdakileri, yemeklerimi, müziklerimi, en çokda insanları.
Artık telefon çaldığında, istemediğim bir telefon görüşmesi yapmaktan daha yararlı birşey olduğunu biliyorum o telefona cevap vermemenin. Bu yüzden yaptıklarımın arkasında duruyor, mutlu oluyorum.
Faydanın hayatta en gerekli şey olduğunu görüyor, ve faydam çerçevesinde yazıyorum çiziyorum tüm günümü.
Yaşıyorum, erken kalkmak istediğim sabahlarda hep saat 10 a kadar uyuyuşumun, zihnimin diğer zinhimle inatlaşması olduğunu görüyor ve siliyorum aklımdan erken kalma meselasini ve bir sabah gözümü kendiliğimden ve uykumu almış bir şekilde saat 07:30 da uyanırken buluyorum. Bu yüzden inatlaşmyorum artık bünyemle, biliyorum ki bünyem herşeyi seçtiği gibi kendine en iyi olanı seçip verecek bana.


Hayatta ne istersem yaptığım, ne arzu edersem elde ettiğim herşeye rağmen, alamadığım, sahip olamadığım ve ağladığım o güzel rüyanın bünyem, hayatım gerçekten istediğinde gerçek olacağını biliyorum, bekliyorum. Ama kek yapip çay demleyip kapıda misafir bekler gibi değil, en pasaklı, en umarsız olduğum gün kapı kendi kendine çalacak hissediyorum.
Pilatese ve dans derselerine başladım, aynanın karşısında kendimi dans ederken seyretmenin ne kadar keyifli ve eğlenceli olduğunu yaşıyor, aynada gördüğümle gurur duyuyorum.
Senelerdir 3 verip 2 aldığım ve ne yaparsam yapayım veremediğim 5 kilom için kararlıyım, 3 ünü verdim 2 si için yürüyorum, koşuyorum, dans ediyorum.
30 yaşımdan sonra tesadüfen kahveme şeker koymayı unuttuğum bir gün aslında kahvenin şekersiz ne kadar muhteşem bir şey olduğunu farkediyor, geride farketmediğim neler var acaba diye bir dedektif gibi araştırıyor, bulmaya çalışıyorum.
Baharın ilk güzel ayı olan mart ayında beni bekleyen 2 güzel süpriz var, neteşip sizinle paylaşabilmem için sabırsızlanıyorum.
Sardunyalarım hala renk renk çiçek açıyor, onları suluyor, şarkılar söylüyorum.

Herşey ''daha'' güzel olacak hissediyorum ve yeni tarifleri deniyorum mutfağımda. Aliyor, yıkıyor, doğruyor, karıştırıyor ve pişiriyorum, çok da güzel oluyor.

Fırında Pırasa

Malzemeler
1 kilo pırasa
3 adet patates
2 adet havuç
1/2 demet dereotu
1/2 demet maydanoz
1 çay bardağı yoğurt
1 yumurta
2 yemek kaşığı un
tuz, karabiber,
1 çay bardağı rendelenmiş beyaz peynir
çörekotu.

Yapılışı,
1-Patatesleri haşlayıp minik küpler halinde doğrayın.
2-Pırasaları ve havucu halka dilimleyip haşlayın.
3-Pırasa, patates, havuç, dereotu, maydanoz, yoğurt, yumurta, tuz, karabiber ve unu derin bir kapta karıştırın.
4-Yuvarlak bir tepsi ya da fırın kabına koyun, üzerine rendelenmiş peynir ve çörektu serpin
5-200 derece ısıtılmış fırında 50 dakika pişirin.

18 yorum:

FİGEN KARAVAŞ dedi ki...

Aslında ne kadar da yasdıklarımızı yazmışsın!Bir çok satırda kendimi gördüm.Gerçekten kendimize dönüp biraz da yaşamak gerekioyr artık.

Tarifini de not ettim değişik geldi yapmak lazım.
sevgilerimle,

Figen Karavaş

LaMa dedi ki...

Ben de otuzuma cok yaklastigim su gunlerde, buyudugumu ve kendimi tanidimaya basladigimi farkediyorum.cecmiste yaptigim seyleri neden yaptigimi anliyorum,suclar suclular listesi farklilasiyor. Teshis tamam ama tamir yontemleri ve uygulamalari eksik.Biraz daha buyuyunce onlar da olur diye umuyorum..

Syhn dedi ki...

öyle veya böyle sürmemiz gereken bir hayatımız var, inatlaşmamak en güzeli!
büyü.
büyü ama yaşlanma ;)

Saglıklımutfak dedi ki...

37 yaşındayım hala büyüyorum, ama içimde gerçekleştiremediğim çok şey var. ve bu yaşta kendimi yeni yeni tanıyorum. belkide her 10 senede bir her şeyimiz değişiyor. Ama inatçı olabilmen güzel. tebrik ederim seni canım:) ellerine sağlık

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Figen Hanım,
Ne kadar doğru değişim şart, aynı kaldığımız an sönüyoruz sanki,
Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Lamacigim,
Bünye dedim ya yazıda hep, kendine en iyi geleni seciyor otomatikleşmiş bir şekilde, tamirler de öyle. Bir bakıyorsun ki kendi kendine yine kendini tamir etmissin, en doğrusu sakinleşmek ve akışa birakmak,
Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Seyhancigim,
Seneler geciyor, ben sanki 23 umde daha yasliydim 33 umde daha gencim gibi geliyor, zaman beni buyutuyor, ama sadece olgunlastiriyor,
Ne guzel yazmissin cok tesekkurler,
Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Hilalcigim,
Hergün yeni bir yüz goruyoruz aynada biraz bizden biraz yeni, ve hep karip karip duruyoruz ruhumuzu, bu da bizi buyutuyor sanirim,
Sevgiler,

lezzet sarayı dedi ki...

ellerine sağlık çok güzel olmuş.

Işın dedi ki...

Ne güzel bir yazı, okudukça kendimi gördüm, sanki kendim yazmış gibi hissettim. Ben de aynı senin gibi Aralık ayında çayıma şeker atmayı unuttum bir gün. Ve nasılsa sevdim o tadı. 40 yıllık müthiş inadıma son verip çayı şekersiz içmeye başladım böylece. Verdiğim 2 kiloda bunun da etkisi olmuştur herhalde.
Kırıcı da olsa bazı telefonları açmadım, bazı kişileri hayatımdan çıkardım son yıllarda, zamanımı eskisi gibi ziyan etmemek adına.

Pilates, aslında sporun her türü çok iyi geliyor insana. Çok doğru bir karar. Senin yorumlarda belirttiğini aynen ben de tekrarlıyorum sürekli. 10 hatta belki 15 sene öncesine göre daha dinç hissediyorum kendimi. Bu da spor ve kendine iyi gelen şeyler yapmak sayesinde.

Ve bu güzel yemeği çok sık yaparım ben de. İçine bazen sotelenmiş mantar, bazen haşlanmış tavuk koymayı da deneyebilirsin. Bu haliyle de çok güzel oluyor. Ispanaklı ve kabaklı versiyonlarını da ypıyorum.

Son olarak fotoğraf blogundaki nohut piyazı fotoğraflarına bayıldım. Bir yerlerde yayınlandı mı ?

Sevgilerimle,

Süheyla dedi ki...

Genelde hayata pozitif bakıyorum, beni üzen, sıkan insanları hayatımdan hemen uzaklaştırmasını biliyorum. Olaylar karşısında en fazla 2 gün üzülüyorum, 3.gün aman ne yapim olmuşla ölmüşe çare yok diyorum ve hemen silkelenmesini biliyorum, rujumu sürmeden asla sokağa çıkmıyorum. Önemli olan tek şey sağlık ve huzurlu olmak diyorum. Hayatın her yaşta çok güzel olduğuna inanıyorum. 25 yaşındayım, ama geceleri saymıyorum. :))
Bende de bir prasalı tarif var, hepsi çiğden yapılıyor, malzemeler çok ince doğranarak,sıvıyağ, yoğurt, yumurta un ve mısır unu karışımıyla, kek gibi oluyor.
Sevgiler :)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Lezzetsarayı cok tesekkur ederim

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Işın,
Ne güzel şeyler yazmıssın, seneler gectikçe daha berrak düşünüyor, daha oğru yaşıyoruz sanki.
Nohut fotografı bir yerde yayınlanmadı, cok sevindim beğenmene:)
Sevgiler,

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Sevgili Süheyla,
Okurken için pırıl pırıl oldu, vallahi iyi geldi yazdıkların!

Açalya dedi ki...

40'a yaklaşırken hele daha da netleşiyor herşey..

Bu pırasa yemeğini mutlaka yapacağım!

Adsız dedi ki...

telefonu açmamak var ya, işte sadece onu bile yapabilsem..
hatta bir gün boyunca sadece bir güncük telefonumu kapatsam..
ne güzel yazmışssın, ben geç kaldım okuman için yazıyı ama iyi oldu haftanın ilk gününde
gecikmeli de olsa iyi haftalar benden sana:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Açalyacigim afiyet olsun şimdiden:)

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Ayşegülcügüm,
Açma o telefonu, çok iyi hissettirecek güven bana!
Sana da kuzuna da iyi haftalar canım:)