16.11.2008

Issız Adam

Yine kafamızda birsürü soru işaretleri ile kendimizi sorgulattırdı Çağan Irmak bize. Bu sefer kendimiz olmadığımızda yaratamadığımız, ama yaşadığımız zaman da kendimizi kaybettğimiz aşkı anlattı bize usul usul. Herkes kendi olduğunda ne kadar aşkı yaşadığını, ya da kendi uğruna nasil da aşkı yaraladığını düşündü filmden sonra. Kızlar kıpkırmızı gözlerinde yaşlar ile çıktı sinemanın çıkış basamaklarını, erkekler ise dalgın bakışlar ile, ama yine de aşkları ile elele.

Çağan Irmak ile tanışmam çok eskilere Şaşıfelek Çıkmazı’na kadar gidiyor. Üniversiteye hazırlık kursuna hafta içi devam ettiğim yıllarda Cuma akşamı Süper Baba’dan hemen sonra Fikret Kuşkan ile Derya Alabora’nın içimi ısıttığı bir diziydi. Sonrasında yine televizyonda rastgele karşılaştığım yüzüme uzun süren o tebessümlerden bırakan Günaydın İstanbul Kardeş. Tıplı Kızarımş Yeşil Domatesler gibi TV de kaç kere izledim sayısını bile hatırlamıyorum. Bunların DVD’ler olsa ya...


Ardından tabiki herkesle beraber Asmalı Konak geldi televizyonlara. Seymen ile Bahar’ın tutkusuna nasil da kaptırdık kendimizi kızsak da barışsınlar istedik hep. Mustafa Hakkında Herşey ise Fikret Kuşkan ile Nejat İşler’in bana göre en iyi performanslarından biriydi. Farkındamısınız Çağan Irmak’in yapımlarında hep arka planda bize ait birşeyler var? Bir çocukluk anısı, eskilerden bir şarkı ya da çok sevdiğimiz bize ait anılar... O detaylar ile kendimizi buluyor belki de hiç karşılaşmak istemediklerimizle, belki de unuttuklarımız karşılaşıyoruz.


Ama asıl iz bırakanı Çemberimde Gül Oya oldu benim için, hala da üzerine kaç tane filmini izlesem de o dizinin yeri bende bambaşkadır. Bütün çocukluğumu yeni baştan yaşadım o diziyle. Bu siteye çocukluğum ile ilgili yazdığım bütün anılarım o diziden sonra uyudukları yerden çıkıp şekillenmiştir dünyamda. Şimdilerde çokça kızdığım ama o zamanlarda özlediğim ne çok anım varmış meğer. Hepsi geldi geçti de 4 tane DVD ile kütüphanemde duruyorlar sanki evimde.


Küçük yaşta babamı kaybettiğim için Babam ve Oğlum filmine değinemeyeceğim bile, benim için yine içime kendime dönüp sorguladığım, sonunda da birsürü soru işaretime cevap buduğum bir filmdi. Çağan Irmak için ‘’Ağlak’’ demiş biri az önce okudum bir yerde, peki herkesin içinde ağlak anıları yok mu? Bugüne, şu anki hayatımıza pamuklar içinde mi geldik biz?


Son dönem üzerine Kabuslar Evi dizileri geldi. Kim ne derse desin ben hepsini çok sevdim. Daha önce yapılmamışı deneyecek cesaret bile yapım kadar iyidir bence.Zamansızlık ve mekansızlık üzerine bir deneme olan Ulak da aynı şekilde, parçaları bütün hale algılamamızı sağlamıştır.


Derken yine medyada 7 Kasım’ı bekledik yeni bir Çağan Irmak Fimi için. Bana müthiş birşeyler vermesi ya da altından başka birşeyler çıkarması gerekmiyor bu adamın, birşey anlatırken kullandığı detaylar o kadar bana ait ki, birileri beni yaşayıp da anlatamadıklarımı film ile dizi ile anlatıyor gibi geliyor her eserinde. Ada’nın Alper’in yatağına oturduğu zaman yatağın örtüldüğü pikeden havuçlu tarçınlı keke kadar her bir detayı gülümseyerek seyrettim filmde. Ve diyebillirim ki seyrettiğim en iyi Çağan Irmak filmi, en iyi Türk Filmi.. Söylemek isteyip de söyleyemediklerimi yine ne güzel söylemiş Çağan Irmak.


Herkese en sevdiğim yönetmenin en sevdiğim Fransızca Şarkı’ya çektiği bu filmi şiddetle izlemesini tavsiye ediyorum. İzlerken ve izledikten sonraki birkaç günde dünyadan tamamen arınıp iç dünyanıza huzurluca bir yolculuk yapmanız için.


Resimdeki çorba henüz geçen sene tanıştığım ama en sevdiğim çorba ünvanını hemencecik alıveren kabak çorbası. Tarifi kolay, besin değeri yüksek, doyurucu ve kışa yakışır..

Malzemeler

2 adet kabak

1 adet orta boy patates

1 adet havuç

1 litre su

1 tatlı kaşığı tereyağ

1 yemek kaşığı un

1 tatlı kaşığı salça

1 tatlı kaşığı kekik

Tuz

Hazırlanışı

1-1 litre suya kabak, patates ve havucı iri iri doğrayıp kaynatın.

2- Sebzeler yumuşayınca rondodan geçirin

3-Bir tencerede tereyağını eriyip un ve salçayı kavurun.

4- Rondodan geçirdiğiniz sebzeleri karışımı ekleyip kaynatın.

5-Kekik ve tuz ekleyip bir iki dakika daha kaynattıktan sonra altını kapatın.

15 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazdıklarının ardından gelen sıcacık bir çorba tarifi, ne keyiftir bu benim için. Özlemişim bu duyguyu, sağol. Şaşıfelek Çıkmazı'nı ben de aynı keyifle izlemiştim, diğerlerini de. Filmi henüz değil ama...önce şu mis gibi çorbayı yapıp içmeliyim :). Sevgiyle kucaklıyorum...

Adsız dedi ki...

Muhteşem bir filmdi sen de çok güzel bahsetmişsin. Çorbamı da içtim karnım da ruhum da doydu canım.Sağolasın!

Adsız dedi ki...

Perşembe günü izledim filmi ben de...Gerçekten güzel filmdi..
Dün akşam da "havuçlu tarçınlı kek" yaptım.
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Sevgili Zeynep
yazılarını sürekli takip ediyorum, beğenerek, heyecanla okuyorum. kimi yazdıklarında kendime ait satırları okuyup daha bir heyecanlanıyorum. çoğu tarifini listeme ekliyorum bir kısmını severek yapıp eşime sunuyorum. bu yazında çağan ırmak için yazdıklarını kendi düşüncelerim gibi okudum. sanki sen bi küreden rosewell in fikirlerini görmüş onları yazmışsın. hele "çemberimde gül oya" benim için bir bitiş bir başlangıç gibidir. tarifsiz duygular geçiyor o diziyi düşündüğümde. yaşanan onca şeyi her bir dakikasını içimde saklıyorum hala en ince ayrıntılarına kadar. bana yazarsan sevinirim. görüşmek üzere, sevgiyle kal... bu çorbayıda mutlaka deniycem...

Adsız dedi ki...

Filmden çıkalı yaklasık 2,5 saat oldu hala etkisindeyim,hayatımda izlediğim en güzel Türk filmi çünkü 28 yasında oldugum için o eski Türk Filmlerindeki masumane aşkları değil biz bu denli içimizdeki sosyal yaşamdaki türlü cinselliik sosyallesme erkeklerin tutarsız kızların umursamaz tavırları arasından sık eleme sonucunda birine aşık oluyorsunuz cok güzel günler geciriyosunuz ve bişi oluyo (buradaki bişey tüm erkekler ve bazen kadınlar için bence hep aynıdır Korktukları şey " gelecek" tir!
İşte Filmin son sahnesinde bu ''Gelecek'' karsımıza çıkıyor eğer birini gercekten sevdiyseniz bu film onu size hatırlatıyor ve biraz canınız yanarak düşünüyorsunuz belkide kim bilir...
Karda donmak üzeresin.. uyku tatlı geliyor.. ama sen öldüğünün farkında değilsin...

Çorbayı aksam yemeginde içicez çokta pratik sanırım birde Havuçlu tarçınlı kek tarifi alabilirmiyiz Mavi hanım :)))


sevgiler
Pinorenses:)))

Adsız dedi ki...

Sevgili Defnecigim,
Kış geldiği zaman çorba yapmaya, yeni tarifler denemeye ve sitede yayınlamaya bayılıyorum, bilirim sen de sıcacık çorba müpelasısındır, bu tarif mutlu edecek seni, ve tabiki film de:)

Adsız dedi ki...

Sevgili Craftwomen afiyet olsun:)

Hülyacıgım, ben de dun aksam havuclu tarcinli kek yaptım, ama pekmez ile yulaf ile o kadar guzel oldu ki resmini bile cekeeden tukendi, en kısa sürede yeniden yapmalı:)

Adsız dedi ki...

Sevgili Roswell

Ben de bu site sayesinde ruhu benim gibi insanlar ile karşılaşmayı o kadar seviorum ki, senin siteni de ziyaret etmeyi tabiki yorum yazmayı cok isterim, ama adresini yazmamıssın, bana adresini yazar mısın?

Adsız dedi ki...

Prensesim,

Fimden çıkınca uyudugunu zanneden ama donmak üzere olan ne çok insan aklıma geldi senin de oyle oldu mu?

Sen çok güzen bir havuclu kek tarifi biliyorsun artik, ama değişik varyasyonlarını en kısa sürede yayınlayacağım,

Sımsıkı kucaklıyorum seni!

Adsız dedi ki...

Eline sağlık canım,çok güzel olmuştur eminim.Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Sevgili Zeynep,

Maalesef sana verebileceğim bir blog adresim yok. Blog suz blog gezen bir blog hayranıyım sadece... : ))sıkça ziyaret ettiğim bir kaç blog var sende onlardan en sevdiğimsin.
Ama mail adresimi yazmıştım yorum kısmına. Yazmak istersen, yazarsan çok sevinirim.

Sevgiyle kal arkadaşım... :)

Adsız dedi ki...

Canım yazdıklarını hep takip ediyorum çorbada içimi ısıttı ellerine sağlık

Adsız dedi ki...

Merhaba Zeynep, siteme yazdığım pudingli kurabiye tarifine link vermek için gelmiştim, sayfana ama başlığı görünce tüm yazını okuyuverdim, bu filmden ben de çok etkilendim ve seninle aynı fikirdeyim, Çağan Irmak'ın sırrı, bizi, bize ait şeylerle çok güzel anlatması... Benim Issız adam yazımda ise başka bir tarif var belki ilgini çeker:)
Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Papatyacım ben de bu haftasonu izledim filmi..Çağan Irmak hangi yapımın altına imza atsa bende hep aynı duyguyu uyandırıyor "bendenlik". Bu ne demek dersen; senin de dediğin gibi izlerken, işte benim gibi düşünen, bu derece duygulanan, bunları yaşayan başka insanlar da varmış diyorum hep..
Çemberimde Gül Oya benim için de bambaşkaydı. İzlediğim diziler yanında onu hep ayrı bir yere koydum. O dizi de "benden"di ve çok güzeldi. Çağan Irmak'ın seyredip de ağlamadığım bir yapıtı yok. Ama bu kesinlikle şartlanma değil, öyle içten anlatıyor, o kadar samimi ki filmi izlemiyor yaşıyorum sanki..
Ara ara ben de üşüsem de hayatımda donmadan uyanmak lazım, şimdi çok daha iyi anladım:).
Sevgiler.
aslı
Issız adam tek kelimeyle muhteşemdi..

Adsız dedi ki...

duygusallıgı bukadar basıte alan bır fılm daha görmedım... son 15 dk dısında fılm berbatt. ...aglayanlara sasırıyorum aglanacak tek sahne yoktu yaa:) siz romantık fılm izlemeıssınız bence...hiç etkılıyıcı degıl bence