3.01.2011

Kelebek Etkisi

Yilbasinini karşılamak için saçıma fön çektirmeye kuafördeyim. Saat sabahım koru, çünkü ben kuaförden sonra fizik tedaviye, ardından hazırlıklar için anneme gideceğim, erken kalktım erken kalkan yol alır diye. Düz seviyorum herşeyi, kıyafetlerimi, eşyalarımı, saçımı, bu yüzden düz fön çektiriyorum hep, ama kuaförüm bugün yılbaşı maşa yapalım dedi. Peki dedim, nasilsa evdeyim, saçım öyle içime sinmeyen bir şekilde olsa da ne farkeder, çok istediğim bir plan 2 gün once iptal olmuş, ben son anda annemmlerin ev partisine dahil etmisim kendimi, içim bir huzursuz, saçım istediğim gibi olmasa ne olur? Mutsuz değilim, içimde yeni yılı karşılayacağım için bir coşku, yanımda akşam giymeyi planladığım özendiğim kıyafetler ama içim öyle planım iptal olmadan önceki gbi kıpır kıpır değil. Neyse kuaför başlıyor maşa yapmaya, ben elimde deli gibi angry birds oynuyorum, derken kafamı bir kaldırıyorum ki saçım az sonra TRT’nin yılbaşı çekimine katılacakmışım gibi, sanki birileri içeride tuvaletimi ütülüyor. Çok güzel oldu diyor kuaför, nasilsa akşama kadar düşecek bu saç, iyi de buradan hastaneye gideceğim, hiç acı çeken bir hasta gibi duruyor muyum ben? Durmak zorunda miyim onu da bilmiyorum.

Arabama biniyorum, aksi gibi benzin lambasi yanıyor, ah bir de bu saçla benzin mi alacağım? Neyse hastaneye varıyorum. Hergün benimle ilgilenen bir fizyoterapist var, ismi Özlem. Daha asansörden iniyorum ki saçlarınız diyor, saçlarınız ne kadar güzel olmuş. Teşekkür edip yatıyorum yatağa. Özlem henüz 6 aylık evli, çok cici, çok enerjik bir kız. En büyük hayali liseden beri açmak istediği pasta dükkanı. Pastacılık kursuna gitmek istemiş lise ikinci sinifta , ama parası yetmemiş gidememiş. Olanlar, olmayanlar, istekler derken hayat onu benimle aynı hastanede karşılaşmaya kadar getirmiş.Bu sene de eşi ona bir milli piyango bileti almış, verirken de eğer büyük ikramiye onlara çıkarsa cuma akşamları seyrettikleri bir dizide çok beğendiği evi yaptırmak yerine Özlem’in istediği pasta dükkanını açmaya söz vermiş. Benim kurabiye ve cupcake süslediğimi öğrendiğinden beri ayrı bir meraklı bana, soruyor, bakıyor öğrenmeye çalışıyor. Zeynep Hanım diyor bana, biliyor musunuz eğer ikramiye bana çıkarsa eşim istediğim dükkanı bana açacak, o zaman dükkanıma gelip kahve içer misiniz pastalarımla birlikte? İçmez miyim Özlemciğim diyorum seve seve… Fakat Özlem bunları söylerken halsiz, mutsuz, içi aynı benim gibi tek eksik ‘’kıpır kıpır değil’’ Grip oldum Zeynep Hanım diyor, eşimle geçireceğim ilk yılbaşında grip oldum. Akşam da bir rezervasyonumuz var ama buradan eve bile gidebilecek miyim bilmiyorum.

Seans bitiyor, iyi dileklerimizi iletiyoruz birbirimize ve ben hastaneden ayrılıyorum.

Yeni yılın ilk pazartesisi, ilk seansı bugün yine hastanedeyim. İçeri bir giriyorum ki Özlem bir afet olmuş. Bir göz kalemi, bir ruj insanı bu denli değiştirir mi diye hayretler içerisindeyim ki asıl farketmediğim Özlem’in gülen gözlerinin enerjisi onu bu denli güzelleştiren.



Cuma günü sizden sonra eve gittim diyor Özlem, eşimin işyerinde toplantısı uzamış rezervasyonumuz iptal oldu. Aklıma saçlarınız geldi. Birden bir enerji geldi ki bana sormayın, hemen gittim kuaföre saçlarımı yatırmaya, bir kıyafet bir makyaj ki sormayın, öyle güzelleştim ki… Eve geilp yemek hazırladım hemen, sonra birsürü mum yaktım güzel evimize ve eşimle ilk yılbaşımızı başbaşa, televizyon bile açmadan kutladık, unutamayacağım bir gece yaşadım. Tüm bunlara sebep sizin o güzel saçlarınız sze çok teşekkür ederim.

Hangi davranışımızla, neye sebebiyet vereceğimizi bilmiyoruz elbet. Ama ne kadar ‘’güzel’’, ne kadar pozitif olursak, içimizdeki güzelliği o kadar çok yayar, mutlu insanların sayısını o kadar çok arttrırız. Kelebek etkisini tartışmıştık dün eşimle, ben yarın seansa en güzel kıyafetlerimi giyip gideceğim Özlemden bugün aldığım enerjiyle,bundan güzel örnek olamaz.

Bilmediğimiz bir zincirin, adsız halkalarıyız biz. Ne yapsak bir diğerine sebebiyet veriyori sıkıca başlanıyor ve dünü oluşturuyoruz. Geriye dönüp baktığımızda gülümseyebileceğimiz zincirler olmalı hep.

Yeni yılın ilk tarifi de yeni yıl soframızdan. Çok methini duymuştum, yapilirken görme ve tatma şansına eriştim sonunda. Tam mevsimi brokolinin, kaçırmayın deri. Haa bir de brokoli aldığınız manava gülümseyip iyi seneler dilemeyi unutmayın!

1/ kg brokoli
¼ kg çarliston biber
½ çay bardağı zeytinyağ
2 diş sarımsak
Tuz, karabiber, pulbiber
Dövülmüş ceviz

Brokolileri tuzlu suda haşlayın. Haşanırken biberleri minik minik doğrayın ve zeytinyağında sarımsak ile birlikte soteleyin. Ardından haşlanmış brokoileri de ekleyip pişirn. Servis tabağına alıp üzerine tuz, karabiber, pul biber ve en son çekilmiş ceviz ekleyin.

6 yorum:

LaMa dedi ki...

yeni yilda yeni goruntu hem yazara, hem bloga!
hic beklemdigim mutlu sonla bitti ozlem'in oykusu.
herkese mutlu sonlar diliyorum

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Lamacigim, hepimize mutlu sonlar olsun inşallah ne güzel bir dilek bu:)

Zeynep'in Evi dedi ki...

hiçbişiy sebepsiz değil..ne güzel anlatmışsın yine zeynepcim..

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Zeynocugum, hersey iyiye yorulsun bu sene inallah

kristalkelebek(aslı) dedi ki...

Papatyam mutlu seneler:)..
Umarım bu sene hepimize hayallerimizi gerçekleştireceğimiz fırsatları sunar, sağlık ve huzur verir..
Hayatın içinden bu sıcacık öyküyü çok sevdim..Kelebek etkisine kesinlikle inanıyorum ben ve mutluluk zincirleri kurmaya çalışıyorum hayatımda.
Brokoliyi çok severim ben. Bu tarif de tam bana göreymiş:). Ellerine sağlık..
Kocaman öpüyor, sevgilerimi yolluyorum..
aslı

Bir Porsiyon Öykü dedi ki...

Mutlu seneler kelebekim:) Brokoliyi ne zaman görsem aklıma sen geliyorsun zaten:)