‘’Günlerce hatta haftalarca beklediğimiz ‘’yaz’’ın son günü bugun’’ diye başlayan kaçıncı yazım, kaçıncı düşüncem bu bilinmez. Ama yazın, en sevdiğim mevsimin, sonbaharın ilk gününe doğru aldığı bu ağır adımları izlemenin verdiği keyif bu sene bir başkaydı sanki. Hem bu sene ramazan dolayısı ile yaz erken de bitti ya, sanki yaz orda öylece duruyormuş da ben ara vermişim ve tekrar ona geri dönecekmişim gibi bitirdim bugun yazı. Yazın bitişini simgelediği için en sevmediğim meyve ünvanını seneler önce alan incirler masamızın yanına teker teker döküldükçe ben daha bir alıştım sanki sonbahara. Bir de asmalardaki kara üzümlerin herbiri mevsime büründükçe tamam dedim işte yaz bugun bitti galiba. Uzun uzun yüzdüm, hatta kumların üzerinde yatıp bronzlaştım bile ama güneş erken batınca, bir de akşamüzeri serini tenimi üşütünce ben de sıcaklara göçen leylekler gibi topladım tasımı tarağımı döndüm evime...
Hala beni okuyan, ya da birşeyler yazdım mi diye beni ziyarete gelenler var mı bilmiyorum, ama ben bugün yine paylaşmak istiyor, yazmak ve hepinize ulaşıp içimi anlatmak istiyorum yeniden.
Devamı için tıklayın..
